Kitap Tanıtımı |
Bugün sendikalar neredeyse unutuldu.
Hatırlatıldığında ise çoğu kişi için yasadışı
çağrışımlar üretiyor, "çalışanlar" için işten atılma
korkusunu tetikliyor. Bu yaklaşımların dışında
kalanlar için ise sendikalar, ya kapitalizm
koşullarında işçilerin çıkarlarını korumak ve
geliştirmek için ya da kapitalizmi yıkmayı
amaçlayan devrimci ideale ulaşmak için
kurulmuştur.
Taner Akpınar, bu kitapta sendikalara ilişkin bu
tezlerden her ikisine de karşı çıkan bir tartışma
yürüterek toplumsal ve tarihsel sürece farklı bir
bakış ile görüneni tepetaklak ediyor.
Bunun için öncelikle sendikaların geçmişine
gidiyor ve bu kurumların, tarihsel süreçte, egemen
sınıfların ve devletin hizmetindeki seçkin yönetimsel
düşüncenin toplumsal düzen kurgusunun bir parçası
olarak meydana çıktığını ileri sürüyor. Kapitalist
toplumsal düzene özgü kurumlar olarak sendikaları,
kapitalist ekonomik yapının belirlediği yönetim
olgusu ile ilişkilendiriyor ve egemen sınıfların işçi
sınıfı üzerinde baskı ve egemenlik kurmasının
araçları olarak görüyor. Geçmişten bugüne kadar da
hâkim sendikal hareketin bu nitelikte olduğu
görüşünü savunuyor.
Bununla beraber işçi sınıfı hareketinin hâkim
çizginin sınırlarının dışına çıkmaya çalışan fakat
trajedilerle sonuçlanan asi çıkışlarının her zaman
için yaşanmış olduğunu da kabul ediyor.
Bu kitabın amacı, emekçi kesimlerin kendi
dertlerine derman bulma çabalarına, geçmişin ne
olduğuna dair eleştirel bir kavrayışla katkıda
bulunmaktır. |