Kitap Tanıtımı |
“Bedenim artık bana ait değil” Emma O’Donovan on sekiz yaşında, güzel, korkusuz ve mutlu bir kızdı. Bir gece arkadaşlarının evinde verilen bir partiye gitti. Etkilemek için ne gerekiyorsa yapacağı herkes oradaydı. Tüm gözler Emma’nın üzerindeydi ve… Ertesi sabah ailesi onu kendi evlerinin verandasında baygın hâlde buldu. Neler olduğunu, oraya nasıl geldiğini ya da niye bu kadar canının yandığını hatırlayamıyordu. Fakat fotoğraflar vardı. Kasabanın en sevilen kişilerinin de içinde olduğu, fazlasıyla ayrıntılı ve asla unutamayacağı fotoğraflar. Artık bir hiçti. Sürtüğün tekiydi. Utanç kaynağıydı. Tanıdığı herkesin Emma hakkında söyleyecek bir şeyleri vardı. Bu kâbustan asla uyanamayacaktı. “Sanki kalemle değil neşterle yazılmış.” —Jeanette Winterson “İnsanın acımasızlığının ve kadınların cinsiyetçi toplumsal davranışlarla desteklenen suçluluğu nasıl içselleştirdiğinin rahatsız edici bir açıklıkla çizilmiş portresi.” —Publishers Weekly “Cesur olun, yetişkinler. O’Neill’ın ikinci romanı korkutucu olabilir ama fazlasıyla gerekli. Gençler kitabın acımasız gerçekliğini anlayacak ve bir çırpıda bitirecekler – gerekirse size rağmen.” —Jeff Giles “Günümüzün tecavüz kültüründe mutlaka okunması gereken bu roman, O’Neill’ın ilk (ve aynı derecede feminist) romanı Kusursuzlar’ın izinden gidiyor.” —HelloGiggles (Tanıtım Bülteninden) ) |