Kitap Tanıtımı |
Kanuniyi bir hükümdar olarak değil de yalnızca bir baba olarak düşününce insanın yüreği sızlar. Kırk altı sene boyunca bir devleti yönetmek zor iştir; bunun ağır bedelleri de oluyor tıpkı Sultan Süleyman'ın ödedikleri gibi.
İnsan hayatının en zor anları yakınlarını kaybettiklerinde yaşanır. "Allah insana evlât acısı tattırmasın," temennisi o kadar yerinde bir sözdür ki, bu durumu ancak o acıyı çekenler bilir. Evlat Acısı çekmek hayatın en amansız çilesi, ya bazı evlâtların ölüm fermanı bir babanın elinden çıkmışsa?
Muhteşem Süleyman muhteşem acılar çekmiştir. Kimileri Hürrem Sultanı suçlar, kimileri 'Devlet-i Ebed Müdded' der yine ağlar şehidin ardından!
Şehzade Mustafa askerin ümidi, anasının babasının göz nurudur; güzel günleri beklemektedir, ancak umduğunu bulamaz...
Bayezid taht kavgasında galip gelmek için çileler çekmiş, lâkin ona da haramdır devlet saadeti, o da yaban ellerde boynuna geçirilen ilmeğin acısını tatmıştır...
Evlâtlar, evlâtların evlâtları... dedenin torun, babanın evlât yarası derin. Eceliyle ölen oğullar; Mehmet, Cihangir, Mahmut...
Bir de torunlar var davaya kurban edilen ve bunlar da Sultan Süleyman'ın gözyaşlarıdır... |