Kitap Tanıtımı |
Şehrin adıdır Meydan. Duada, pazarlıkta, sohbette, hatıratta, kavgada, ölümde,bayramda ibadette, yenilen yemekte, içilen kahvede, tezgâha düşen kirazda, satışa sunulan bağ yaprağında, köylü manifaturasında Tokat'ın değil Meydanın ismi bilinir. Esnafın gözünde Meydan, İstanbul'un Mahmutpaşa'sı, Tahtakale'sidir. Köylü için, şehre atlama noktasıdır. Ev hanımları için avrat pazarıdır, büyük bir kilerdir. Yumurta tüccarıyla, mahlep satıcıları ile, Tokat'ın dışarıya açılan yüzüdür.
Dört taraftan sözlerin, renklerin ve işaretlerin sizi çağırdığı yerdir Meydan. Hatuniye camisinden yükselen ezan sesi, çarşının sesine karışırken, satış için tezgahta yerini almış ürünler Meydan çarşısının doğal dekorunu oluşturur. Mevsimine göre, tezgâha düşen ürünün ismidir Meydan. Köylü pazarı, mezat yeri, buğday hapanı, mal pazarı, sebze-meyve pazarı, odun pazarı ismiyle ticaretin Tokattaki rengidir Meydan. Elinde bohçasıyla gezen Deli Nazmiye'si, Miskincüklü dilencileri, Karasu kenarında mahçup bir o kadar da sebat içinde müşterisini bekleyen hamalları, omuzunda beyaz peşkiri ile çay dağıtırken , "Sulu Sokak taşları oynar omuz başları" türküsüyle esnafa "teftiş olacak hazırlıklı olun" mesajı veren çaycısı, çarşının tebessüm ettirirken çoğu zaman da düşündüren yüzünü temsil eder. Sözlerin, seslerin, çemen ve baharat kokusuna karıştığı meydanda "Çengelde kokmuş etin mi kaldı sanki" diyerek siftah yapmadan günü kapayan dükkan komşusuna teselli de bulunan, Hacizli mala talip olmamak ilkesiyle ticaretin ahlaki yönünü ortaya koyan esnafı ile, Tokat'a yenilikleri taşıyan manifaturacılarıyla, merkep üzerinde et satan seyyar kasaplarıyla, elinde yoğurt bakraçlarıyla meydana ürününü satmaya gelen köylüsüyle, Bayram günlerinde kurulan "gacur gucur" sesiyle çocukları Meydan'a davet eden tahta dönme dolabıyla, ortak yaşama ait önemli dokunun adıdır ŞEHR-İ MEYDAN. |