Kitap Tanıtımı |
Şiddet ile şefkatin birbirine karıştığı bir kargaşa ortamında yaşıyoruz. Öyle ki neyin şiddet, neyin şefkat olduğunun ayrımını yapmada zorlanıyoruz. Alenen ve bilerek birbirinin yerine kullanıldığına da şahit olmaktayız.
Savaşı 'barış için' yapanlara her gün yenileri ekleniyor. 'Demokrasi yolunda taşların yerine oturması için' gönül rahatlığı içinde şiddetin en ağırına cevaz verenler az değil. Töre için kardeş veya evlat katili olanların da mazeretleri hazır.
Şiddet önlenmeli. Üstelik şiddetin önlenmesi için katı prensiplere, sert kanunlara, ağır müeyyidelere hiç ihtiyaç da yok. Şefkat bir sihirli değnek misali ortamı barış ve esenlikle doldurabilecek etkiye ve güce sahip zaten. Yeter ki 'şefkatliymişiz' gibi davranmadan şefkate sımsıkı sarılalım.
Şefkati tüm saflığıyla yaşamak da çok kolay.
Çünkü:
Şefkat yardımlaşmaktır, elini taşın altına koymaktır.
Şefkat yapmaktır, yapıcı olmaktır. Taşın üzerine taş koyabilmektir.
Şefkat bağışlamaktır, paylaşmaktır.
Şefkat bilmektir, bilgilendirmektir, eğitmektir.
Şefkat yaraları sarmak, onarmaktır.
Şefkat bir karıncaya dahi zarar veremeyiştir.
İşte bu yüzden,
Şefkatin olduğu yerde şiddet,
Şiddetin olduğu yerde şefkat asla olmaz.
İşte evrensel formül:
Şefkat In, Şiddet Out! |