Kitap Tanıtımı |
Yılmaz (Güney), bir öyküsü nedeniyle aldığı cezayı çektikten sonra sürgün cezasını çekmek üzere Konya'ya gelir. Burada altı aylık bir sürgün dönemi geçirir. Nevşehir'de birlikte yattığı arkadaşları Miço'nun adını verirler ve Yılmaz şehre iner inmez onu bulur.
Yılmaz'ı ayakları yere basmaz bir efsane kişisi yapmak isteyen bazı araştırmacılar yalan yanlış şeyler üretirler. Örneğin Agah Özgüç şöyle diyor: "Bir buçuk yıl hapis yattıktan sonra Konya'ya sürgüne gönderilen Yılmaz Güney, burada bir genelev kadını ile tanışır. Altı aylık sürgünlük döneminde Güney'ın kahrını yalnız bu kadın çeker..."
Ahmet Kahraman'da benzer şeyler yazar.
"...Konya'ya yabancıydı. Ne bildiği ne tanıdığı vardı..." Kahraman, Güney'in geçinebilmek için pavyon fedailiği yaptığını belirtiyor.
Yılmaz Güney'in İsviçreli gazeteci Irina Brezna'ya yaptığı açıklama hem Miço'yu doğruluyor hem Konya'daki günlerine ışık tutuyor.
"...Sadece hapishanede yatmış olmam nedeniyle kabadayılar bana yardım etti. Yer buldular, altı ay onlarla kaldım. Onlar bana baktılar." |