Kitap Tanıtımı |
Bana döndüğünde yüzünü tam olarak gördüm. Kafasının yarısı gri, diğer yarısı ise yeşildi. Elleri de tahmin ettiğim gibi dikenlerle kaplıydı. Vücudunu görünce keşke pelerini ön tarafını da kapatabilseydi diye düşündüm. Belinde bir kemer vardı. Kemerde de upuzun bir mızrak, bir zincir ve bir de kılıç. Kocaman gözleri bildiğiniz açık sarıydı. Vücudu, gerçek bir ejderhanın ayakta durmuş hâli gibiydi. Yani, tabii ki çok daha küçük bir gerçek ejder versiyonuydu bu. Normal bir ejderhadan çok daha zayıf ve inceydi.
Aslında amacım, çantayı ona fırlattıktan sonra arkama bir daha bakmamak üzere kaçmaktı ama bunu başaramadım. Yerime mıhlanmıştım sanki. Ejder Adamın sarı gözlerine bakakalmıştım.
Demek bir kişi daha var, dedi bir daha.
Bana yavaş yavaş yaklaşıyordu. Arkama bakınca merdivenlerden aşağı koşmak geldi aklıma. Ejder Adam içimi okumuş gibi elini havaya kaldırdı. Merdivenin önünde uzun, sivri uçlu, diken demirler belirdi. Böylece bu fikrim de suya düşmüş oldu. Kendimi bayılmamak için zor tutuyordum. Başım dönüyordu. Başka kim terk edilmiş bir köşkte ayakta duran bir ejderha görebilirdi ki? |