Kitap Tanıtımı |
Önde gelen savaş kuramcılarından John Keegan, bu çalışmasında Taş Devrinden Nükleer Çağa savaşın tarihini inceliyor Keegan´a göre, insanlığın başlangıcından çağdaş dünyaya varışına dek geçen süre içinde gösterdiği değişim ve gelişimler savaşın tarihin) oluşturmaktadır. Bu nedenle; savaşın tarihi uygarlığın tarihi olmaksızın düşünülemez. 8u kapsayıcı bakışla Keegan, Clausewitz´in, savaşın politikanın kaçınılmaz sonucu olduğuna dair görüşüne karşı, savaşın kültürel karakterine vurgu yapıyor. Savaşlara damgasını vuran siyasi nedenler olabilir, ancak esas itki kültürün kendisidir. Keegan´a göre, tüm uygarlıkların başlangıçlarını savaşçılara borçlu olmasına karşın, küresel varlığımızı sürdürebilmemiz ancak yıktcı şiddet eğilimimizi kısıtlamamıza bağlıdır.
Savaş Sanatı Tarihi, günümüzdeki sonuçlarıyla birlikte savaşın 4000 yıllık tarihini bir çırpıda anlamamızı sağlayan çığır açıcı bir çalışma.
"Uygarlaştırılmış savaşın sınırları birbirine tamamen zıt iki tip insan tarafından belirlenmiştir: Barışseverler ve ´yasal olarak silahlandırılmışlar1. Yasal olarak silahlandırılanlar her zaman saygı görmüşlerdir çünkü bu saygıyı uyandıracak araç gerece sahiptirler. Barışseverlerin değeri ise ancak Hıristiyanlığın başlangıcından bu yana geçen İki bin yıl İçinde anlaşılmıştır. Ortak noktaları ise, Hıristiyanlığın kurucusu İle uşağının iyileşmesi için sihirli kelimeyi söylemesini isteyen profesyonel bir Romalı asker arasında geçen konuşmada ortaya çıkmaktadır. "Ben de emir kuluyum" diye açıkladı Romalı yüzbaşı." |