Kitap Tanıtımı |
İsrailoğulları'nın bir kavimden imparatorluğa geçiş süreci Kızıldeniz'in mucizevi bir şekilde yarılıp Hz. Musa ve ardından gelenlere yol açmasıyla başlar. (M.Ö 1500)
Sonrasında Tanrı'nın krallığının egemen olduğu derin iniş ve çıkışlarla dolu 500 yıl...
Yeni bir vatan ve vaad edilen topraklar. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan genç ve savaşçı bir kavmin yeni olan herşeye uyum sağlama süreci. Izdıraplar, acılar, zaman zaman büyük başarılar ve nihayetinde derin çöküntüler...
Neredeyse 5 asır İsrailoğulları Tanrı'nın krallığınının hükmü altında yaşıyorlar ancak günün sonunda her İsrailoğlu şunu görüyordu; diğer milletler nasıl oluyor da bu kadar güçlü ordulara, çok gelişmiş silahlara, düzenli bir yönetime, adalete sahipler. Onları yöneten etten kemikten yaratılmış kralları bizi yöneten bir Tanrı olduğu halde neden bizden daha üstünler?
İsrailoğulları'nın Tanrı'ya olan inançları derin bir hayal kırıklığına dönüşürken sonunda İsrailoğulları Samuel peygamber aracılığıyla Tanrı'ya artık krallığını istemediklerini ve başlarına diğer milletler gibi bir kral atamasını istediler.
Tanrı İsrailoğullarını uyarır. Bu isteklerinin ağır sonuçları olacağını anlatır fakat isteklerini kabul eder. Tanrı, İsrailoğullarının başına Saul adında halktan birini kral olarak seçer. Saul, İsrailoğulları'nın ilk kralı olurken aynı zamanda İsrailoğulları'nın en enteresan şahsiyetlerinden biri olacaktır.
Böylece dünya tarihinin dönüm noktası olacak olan yeni bir süreç ve büyük bir imparatorluğa dönüşecek olan İsrailoğulları'nın destansı hikayesi başlamış olur.
Bu süreç dünya tarihinin çok yönlü ve karmaşık işleyişinde, zayıf bir kavmin büyük bir imparatorluğa dönüşmesinin algoritmasını oluşturdu. Bu algoritma tarih boyunca tekrarlanıp durdu. |