Kitap Tanıtımı |
"Derler ki, vadide, tekbir sesleri öylesine güçlü çıktı ki taşlar yerinden oynadı, kayalar aşağı yuvarlandı. Kurtlar kuşlar uyandılar ve bu tekbir sesine eşlik ettiler. Bugünden sonra Abdülkerim Satuk Buğra Han İslam dinini Asya´ya yaymak için gece gündüz çalıştı, tebliği etti, savaştı."
İslamiyet´in doğuşundan yaklaşık iki yüz yıl sonra İslam orduları ve tebliğcileri Asya´nın içlerine doğru hareket halindeydiler. Amaçları İslamiyet´i Asya topraklarına yaymaktı.
Bu sıralarda Maveraünnehir ve Horasan bölgesine Müslüman Samanlı Devleti hâkimdi. Samanoğulları buradan Asya´nın içlerine doğru akınlar düzenliyorlardı.
Bu arada Karahanlılar Samaniler ile mücadele ediyordu. Onların Asya içlerine ilerlemelerine engel oluyordu. Bilge Kül Tekin ölmüş, ülkesi ikiye ayrılarak iki oğlu arasında paylaşmıştı. Büyük oğlu Aslan Han Bazır büyük kağan sıfatı ile Balasagun şehrinden ülkesini idare ediyordu. Küçük oğlu Kadır Han Oğulcak ise ortak kağan olarak Taraz´dan devleti idare ediyordu. İşte bu sıralarda Kaşgar´da Türk hükümdarı Bezir Han´ın hanımı doğum yapmaya hazırlanıyordu. Herkes heyecan içindeydi...
"Satuk Buğra Han Destanı"nı okurken de ilk Müslüman Türk hükümdarının efsaneleşen hikâyesine tanıklık edecek, sahip olduğumuz temel değerlerin özünü kavrayacaksınız.
(Tanıtım bülteninden) |