Kitap Tanıtımı |
Sait Pehlivan, Bozkırlı Mehmet, Seyis Ömer ve adı-sanı bilinmeyen Osmanlı askerleri. Başlarında Çilek Yüzbaşı var. Deneyimli bir asker. Aldığı emri gözünü kırpmadan yapacak kahraman, gözü pek ve eşsiz bir sadakat timsali.
Aldığı emir doğrultusunda, taburunun başında Sarıkamış´a doğru yola çıkar.
Soğuk, açlık, yorgunluk, bit salgını ve tifüs. Daha da ağırı gözleri önünde en yakın arkadaşlarının birer birer şehid düşmeleri.
Bir Said Pehlivan vardı. Ağzını bıçak dahi açamazdı. Konuşmazdı, itiraz etmezdi. Pehlivandı. Dev cüssesiyle kara, kışa, soğuğa meydan okuyan bir yapısı vardı.
Sarıkamış´a yakın sırtlara gece yarısı gelebildiler. Ertesi gün büyük gün, kavuşma günüydü. Said Pehlivan açıkta ve gecenin ayazında arkadaşlarının başında nöbet tutuyordu. Yanına gelen Çilek Yüzbaşı´ya yönelttiği soru belki de onun dilinden dökülecek son cümlelerdi:
"Sarıkamış´ta ne var Paşam?"
Bu soruya Çilek Yüzbaşı cevap bulamadı.
Ve Sarıkamış´a kavuşmaya, görevi yerine getirmeye sadece bir gün kala son 18 askeriyle birlikte donarak şehit oldu Çilek Yüzbaşı.
Ya Said Pehlivanın cevap bekleyen sorusu?
Bu kitabı okuduğunuzda aranan soruya cevap bulamayacaksınız.
Ama Sarıkamış Harekatı´nı iliklerinize kadar yaşayacak, hissedeceksiniz. |