Kitap Tanıtımı |
Özeler köyünün halkı tarımla geçinir. Yazın harman döver, sonbaharda çift sürer, pancar toplar, neredeyse yıl boyu çalışır. İşten kaçınmaz hiçbiri. Kolay da değildir yaptıkları iş. Ellerinde bir çift öküzün sürdüğü düven ve atların çektiği arabadan başka bir şey yoktur. Köye ilk traktörün girmesiyle tarım işlerinin daha hızlı ve daha az çaba harcayarak yapılabileceğini görürler. Ama traktör almak kolay değildir ki...
Köyün varsıl ailelerinden biri olan İzzet Ağa´nın oğlu Arif de tıpkı köylüleri gibi hiçbir işten kaçınmayan bir delikanlıdır. Yaşıtlarından farklı değildir sorunları, umutları. Ama şimdi sözlüsüne duyduğu sevdanın üstüne bir yenisi, traktör sevdası eklenmiştir. Ama şu babası yok mu, bir türlü razı gelmez traktör almaya! Halbuki bir traktörü olsa Arif´in...
Sarı Traktör tarımda makineleşmenin yeni yeni başladığı bir dönemde, bir Anadolu köyünü ve köylüsünü, bir delikanlının traktör tutkusu ekseninde son derece yalın bir dille aktarırken, köylük yerlerin doğasıyla da buluşturuyor okuru. |