Kitap Tanıtımı |
Sanatçı kişi hangi tezgahta neyi dokuduğunun farkında olmalı. Sadece, sazın akordu değil; toplumların da ahenkli olması gerek. Evet, sanat ve sanatçının ´akort´ edilmesi gerek diye düşünüyorum...
Ak yarınların kara sevdalısı, sevdalıları olarak, sanat ve kültür çeşmesinin sakisi olabilmenin derin aşkını-şevkini taşıyorum, taşıyoruz! Korkup kabuğuna çekilen, gerçekler karşısında büzülen salyangozlardan olmadım. Ödediğim ağır bedeller pahasına da olsa...
Yunus gibi sevi´nin, Pir sultan gibi haykırışın, Ferhat gibi aşkın, Nazım´vari ovaların, Ahmed Arif misali dağların, Mevlana timsali ´dünya´lığın... B. Brecht gibi zulmün karanlığında yolunu kaybetmemenin, direnişin sürdürücüsü, Köroğlu gibi yiğitliğin, haykırışın timsali olma yolunu seçtim!... Bunu somut yaşam ve Sanat+Mücadele sentezimde kanıtladım. İnsanı insan, canı can yapan, bütünleştiren kamiller meclisinin ozanıyım, sanatçısıyım, yazarıyım, türkücüsüyüm. Olmaya, erişmeye, irileşmeye, dahası geçmiş değerlerin ve ardılların da çemberini atlamağa, geçmeğe çalışmak... Ki, gerçek sanat-dava etkinlik ve yetkinlik bunu gerektirir. Yani, fasit daireyi yarıp geçmek...
(Sunuş´tan) |