Kitap Tanıtımı |
Rüya? Ham hayal? Takıntı mı demeli? Oysa işte burada, Saint-Michel´in ejderhayla boğuştuğu meydandaydı develer
- Develer Biliyordum buradaydı develer, diye haykırışım hâlâ kulaklarımda çınlar.
Hayal değil gerçekti, ispatlı şahitli gerçek. Dedelerim zamanında Arabistan´a giden Surre alayındaki hecin develerini andıran süslü püslü üç deve, çöldeki peri masallarını gevişleye gevişleye, ağır ağır dolanıyordu meydanda.
Ah vre Sevda, Mühtedi ve Râna´nın yazarı Osman Necmi Gürmen´in usta kalemi, gerçeküstü öğelerle bezenmiş bu renkli hikâyelerde, kendi âlemlerindeki insanların hem sıradan hem tuhaf dünyalarına uzanıyor: Ayasofya´da bebeğini emzirirken mozaiklere bakan Çingene güzeli... Evinin bir odasını kiraya veren, ekşi suratlı madam... Paris café´lerinin teraslarında etrafı süzen aylaklar... Aylaklıktan mürşitliğe terfi ediveren çoban... Saint-Michel´e gelecek develeri bekleyeduran Mağripli... Çizdiği boğaları bıçaklayan ressam... Düztaban Joel... `Kadidi çıkmış Mağribiler, tombul kıçlı zenciler`le dolu mahallesinden nefret eden yabancı düşmanı... Silindir şapkasının içinde `boynuzlarını gizleyen` yaslı koca... Caddenin ortasında kimseyi umursamadan öpüşen bir çift...
Son olarak, `yazamadığı romanıyla` Râna.
Osman Necmi Gürmen´in hikâyelerinde, Saint-Michel´den Alp Dağlarına, oradan Sultanahmet Meydanına kadar uzanan, renkli ve tekinsiz bir dünya gizli. |