Kitap Tanıtımı |
"Şahsenem" Romanı için ne dediler?
Tarih yazımı daha çok akla ve bir miktar da gönle hitap eder. Edebiyat ise önce gönlü sonra aklı muhatap alır. Şahsenem'de Kuveloğlu Ermeni terörünü ve onu izleyen tehciri anlatırken, hem gönüllere, hem de akla seslenerek bize yüz yıl öncesini tekrar yaşatıyor.
(Prof. Dr. İskender Öksüz-Yazar)
Usta kalem DursunKuveloğlu, 'Osmanlının Sadık Millet'i olarak anılan Ermenilerin, havasını teneffüs ettiği, suyunu içip ekmeğini yediği topraklarda nasıl olup da emperyalistlerin "Truva Atı"na dönüştüğünü nefes kesen bir üslupla anlatırken, "Tarihi gerçeklere ihanet etmeden tarihi roman nasıl yazılır?" sorusuna da cevap veriyor.
(Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün-Yazar)
Türkiye 1915 olaylarıyla yüzleşmeli, bu acıya sahip çıkmalı, meseleyi sahiplenmeli. Konuyu diplomatik başbelası olarak değil, kendi tarihinin aydınlanması gereken bir sayfası olarak görmeli 1915 yılında binlerce Ermeni vatandaşımız; idaresizliğimiz, gafletimiz, çaresizliğimiz ve ihmaller sebebiyle canından oldu. Ölenlerin çoğu, Ermeni Komitacılığı ile doğrudan ilgisi olmayan bigünah sivil insanlardı. Dursun Kuveloğlu'nun "Şahsenem" romanı, çoğumuz nazarında, masallardaki 'kırkıncı oda' muamelesi gören zorunlu göç acılarına, edebi vicdanın duyarlılığı ile yaklaşıyor ve trajedinin pek görünmeyen boyutlarına cesaretle ışık tutuyor. (Ahmet Turan Alkan- Gazeteci/Yazar)
Dursun Kuveloğlu, insana ve olaylara bakışıyla donanımlı bir yazar. O, Türkçeyi kullanma ve eserini kurgulamadaki başarısıyla da usta bir romancıdır.
(Osman Çeviksoy-Yazar)
Ermeni sorunu konusunun tarihi gerçekler temelinde işlenerek akıcı bir üslupla anlatıldığı bir roman olan "Şahsenem" okuyucusuna bir taraftan savaş yıllarının Anadolu tablosunu sunarken, bir taraftan da oldukça başarılı bir şekilde Türk-Ermeni ilişkilerini mercek altına alıyor. Hiç şüphesiz hemen herkesin okuması gereken bir DursunKuveloğlu klasiği (Doç. Dr. Şenol Kantarcı-Yazar)
Şahsenem romanı, yakın tarihimizin bir muammaya dönüştürülen acı olaylarını edebiyatın lezzetiyle çözümleyen objektif ve özel bir eserdir. (Yrd. Doç. Dr. Ayşe Ulusoy Tunçel- Eleştirmen) |