Kitap Tanıtımı |
Zamanı kaybetmekle başlar her şey. Sonra gerçek kaybolur. Sonra sen kaybolursun… zaman, gerçek ve sen ortadan kalktığınızda kaybolma durumu da ortadan kalkar. Ve her şey yeni baştan başlar. Sesleri duydun mu dün gece? Yukarıya bir kadın getirdiler. Adı Zehra. Sana benziyor. Senin saçların da bir zamanlar uzun muydu? Gözlerin kara? Bileklerin incecik? Senin de abin kayıp mı oldu? Senin de annen delirdi mi? Onu da senin gibi öldü zannedip buraya atarlar, sonra cesedini unuturlar mı dersin? Korkuyor musun? Anlatıcı Şahbaz, belki gerçek belki doğaüstü bir varlık. 12 Eylül Darbesi’nin hemen öncesinde, 1979 yılı boyunca bir bodrum katında işkence görmüş bir kadını hayatta tutmaya çalışıyor. Binbir Gece Masalları’nı andırırcasına ona hikâyeler anlatıp duruyor. Gelgelelim Mine Söğüt’ün diğer eserlerinde de olduğu gibi, anlatılan masalların ne kadar hayalî ne kadar gerçek, hatta fazla fazla gerçek olduğu pek açık değil. Mine Söğüt Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979’da, okurları bir kez daha gerçek denen korlaşmış alevle temasa davet ederek ülkenin belki de en karanlık döneminden cesurca sayfalar açıyor. Ancak insanın ölçüsüz vahşetini doğanın, varoluşun nimetleriyle yan yana getirerek bu gerçekliğin farklı katmanlarına da dikkat çekiyor. Her şeye karşın yaşamın yanında yer almak için… (Tanıtım Bülteninden) ) |