Kitap Tanıtımı |
Çocuktum; Tekerlekli bir evin hayaliyle girdiğim yatağımda o minicik eve eşyalarımı yerleştirmeye çalışır, nasıl yürüteceğimi düşünürken uykuya dalardım. Motokaravanın Türkiye'de bilinmediği o yıllarda, evin nasıl yürüyeceği çocukluğumun çözemediği soruydu. İlk gençlik yıllarımda Ankara'daki Büyük Sinemada oynatılan LA STRADA ( Yollar) filmi hayallerimdeki soruların çözümü oldu. Büyük usta Fellini'nin bu filminde Anthony Quinn motosikletinin arkasına kurduğu çadıra eşyalarını doldurmuş, yoldaşı Giulietta Masina ile yollarda yaşıyordu. Defalarca o filmi seyretmeye koştum ta ki her sahnesi belleğime yazılana kadar... O yıl bir motosikletim oldu, Kızılay'ın çöpe attığı yırtık çadırları onararak yollara düştüm yaz tatilinde arkadaşlarımla. Sonraki yıllar arabalara doldurulan eşyalar, çadırlar, kamplarda doğayla iç içe bir yaşam ve sonra ülkemde başlayan karavan yapımcılığı ile yollara düşen yürüyen evler...
Günlerden bir gün La Strada'yı benimle yaşayacak yoldaşım yanımda, motokaravanımla yollara düştüm hayallerimdeki gezi masallarını yaşamak üzere. Yıllar geçtikçe anılar birikti, hayaller daha uzaklara gider oldu ve bir gün gezdiğim uzakları yazmaya başladım, hayallerimi, anılarımı, yollara olan sevdamı sizlere de bulaştırabilmek için... İstedim ki başkaları da kendi hayallerini kursunlar, hayalleri ve anılarıyla dünyayı biriktirsinler, yaşamın başından sonuna bir yolda gitmek olduğunu hiç unutmasınlar...
(Tanıtım Bülteninden) |