Kitap Tanıtımı |
Sanatın tarihindeki en önemli ve olgun ikili yapı, Rönesans ve Barok sanat tavırları arasındadır. Barok sanat, öncesindeki Rönesans'tan Maniyerizm aracılığıyla doğmuştur. Bu anlamda Rönesans bir oluşu temsil ederken, Barok bir bozuluşu temsil eder. Fakat en önemlisi, ortalama 300 yıla yayılan bu iki sanat dönemi arasındaki diyalektik bağlantıdır, böylece üstelik bunu belki de en açık şekilde gerçekleştirdiklerinden ötürü büyük önem noktaları ortaya koyarlar. Bu durumda, karşıtıyla düşünme yönünde, bu iki dönemin sanatı birbirleriyle yan yana getirilebilir ve incelenebilir bir boyut kazanmış da olur. Bunu form anlamında en iyi dile getirenlerden biri Batıdaki sanat tarihi dünyasında Heinrich Wölfflin olmuştur. Bizde ise Mazhar Şevket İpşiroğlu, Wölfflin etkili eğilmiştir özellikle Rönesans sanatına ve tabii olarak bu dönemi ele alırken, Barok sanata da yeri geldikçe vurgular yapmıştır.
Biz ise iki dönemin sanatına, karşılıklı bir sanat filozofik anlayışla bakıyoruz bu kitapta. Rönesans sanatına, tamamen tarafımıza ait "Katman Filzofisi" tanımıyla yaklaşırken, Barok sanata ise Leibniz; Kıvrım ve Barok ilişkisini irdeleyerek ileten Gilles Deleuze'ün açmaya çalıştığı şekli yanımıza alıyor, fakat kendimize ait yaklaşımları da ileri sürüyor ve Barok sanat olgusuna da "Kıvrım Filozofisi" tanımıyla yaklaşıyoruz. Burada özellikle Kıvrım tanımlarına bakışımızı yönlendiren bir başka çalışma ise, Ömer Aybars Yurdun ile birlikte okuma çalışmasını yaptığımız ve Tekhne Yayınlarından çıkan Kandinsky'nin "Nokta ve Çizgiden Yüzeye" kuramıdır.
Bu tip kapsamlı sanat dönemlerinin, form'dan meseleye giriş yapan filozofiler eşliğinde ve bazı net, sağlam analojileri de devreye sokarak açıklanıp, aktarılabileceğine olan inancımız ise çok yüksektir. Bu inancımızdır ki, bu kitabı kaleme almamızı sağlamıştır.
Kitapta görüleceği üzere, başka kaynaklara elimizden geldiğince az atıfta bulunduk ve büyük bir kısımda kendi görüşlerimizi sunduk. Sanat Filozofisi üzerine 8 Şubat 2012'den bu yana sürdürdüğümüz Privat Dozent'lik çalışmalarımızın en belirgin yansımasıdır bu kitap ve tarafımıza ait son derece öznel bir Rönesans ve Barok yaklaşımıdır. Konu üzerine ilk defa Türkçede, başka yazar ve düşünürlerin etkisinin bu denli az olup, şahsi düşüncelerin çok daha yoğun olması nedeniyle kitabımızın değerli olduğunu, bu nedenle gelecek kuşaklara örnek olacağını düşünüyor ve özellikle bundan ötürü kitaplarımızın içinde bu çalışmayı ayrı bir yere koyduğumuzu da tüm açık yürekliliğimizle belirtmek istiyoruz. Öznel çalışmalar bir toplumu zenginleştirecek olan içerikleri de beraberinde getirirler. Cesaretle, kendinize özgü ve o nedenle gerçek olan yaratılarınızı ileri sürdüğünüzde, ortaya çıkan görüşleriniz karşıtı görüşlerle birlikte, geniş zamanlar kapsamında gereken yenilikçi enerjilerin oluşmasını sağlar. Bu enerjilerdir ki, ilgili konu ne ise, onun üzerinden bir toplumun itici güçleri olurlar. Bu nedenle "Rönesans ve Barok" kitabımızın ülkemiz ve dünya sanat tarihi alanlarına sunulmuş farklı bir yayın olduğunu ve bu türden yayınların artmasının da bir zorunluluk olduğunu belirtmek isteriz. |