Kitap Tanıtımı |
İslâm âleminde, Hz. Muhammed'in amcasının oğlu ve damadı Hz. Alî ile başlayıp onun büyük oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ve onların çocuk ve torunlarıyla devam eden On İki İmâm'a büyük saygı gösterilir, siyasal kavgalar sırasında başlarına gelen acı olaylar için üzüntü duyulur.
Bu saygı ve üzüntü, Şiî Müslümanlarda Muharrem ayının ilk on ya da oniki gününde yas orucuna ve buna bağlı olarak yas törenlerine ve özünde böyle bir amacı olmamakla birlikte, araştırmacıların konuları, sunuluş biçimleri ve varılan sonuç bakımından bir tür halk tiyatrosu niteliği buldukları "ta´ziye" gösterilerine dönüşür.
Metin And'ın ta´ziye gösterilerini Türkiye'de ilk kez ele alan ve tiyatro tarihine yeni bir katkı sayılabilecek olan bu kitabı, konusunun ilginçliği, uygulanan karşılaştırmalı araştırma yöntemiyle vardığı sonuçlar açısından toplumsal tarih, halkbilimi, gösterim sanatları, edebiyat tarihi başta olmak üzere birçok dalda çalışma yapanları ve kültür tarihi meraklılarını çok yakından ilgilendiriyor.
Birçoğu ilk kez görülecek olan yüz yirmi beş fotoğraf, gravür ve minyatür içeren Albüm ise kitabı bütünleyen bir görsel şölen...
Dinlerin, dillerin, kültürlerin ve bunlara ilişkin her türlü sanat dalının kaynaştığı bir bölgede; Arap Yarımadasında, Suriye, Irak, İran, Anadolu, Kafkasya, Orta Asya ve Hindistan ile Kuzey Afrika'da daha doğrusu her Müslümanın yüreğinde bin üçyüz yıldır kanayan derin bir yara vardır: Kerbelâ olayları.
Hz. Muhammed'in soyundan gelenlerle (Ehl-i Beyt) Emevîler (Ümeyye Oğulları) arasındaki siyasal kavganın Kerbelâ'da bir dizi kanlı olayla son bulması, İslâm dünyasındaki ilk köklü farklılaşmanın keskinlik kazanmaya başlaması anlamına da gelir.
Tiyatro tarihimizde, el attığı her konu ve dönem için, ufuk açıcı araştırmalar ortaya koyan Metin And, Kerbelâ olaylarının yıldönümlerinde gerçekleştirilen yas törenlerinden doğan tiyatroya, daha doğrusu "ta´ziye" adıyla genelleşen bu dinsel uygulamalara, açıklanabilir bir coğrafyada, anlaşılabilir kökler oluşturuyor. Bunları daha önce fark ederek araştırma konusuna dönüştüren Batılı ve Doğulu bilim adamlarının yolundan giden And, tarihsel gerçeklerin dinsel geleneklerde yaşatıldığı boyutu, dinsel inançlardan sanata dönüşen uygulamaları, bunlarda gizlenmiş olarak yaşayan tiyatronun evrensel öğelerini büyükten küçüğe teker teker bularak gözler önüne seriyor.
Başta Hz. Alî olmak üzere, onun büyük oğlu İmâm Hasan ve özellikle İmâm Hüseyin ve onların soyundan gelen erkek ve kadınlar bu geleneğin İslâm cephesindeki önemli halkalarında sayılırlar. Eski Anadolu, Arap Yarımadası, Afrika ve İran gelenek ve inançlarından, Diyonisos, Tammuz, Adonis, İris, Siyâvuş için düzenlenen yas törenlerinden "ta´ziye"yi biçimlendiren öğeler bulup çıkarmak ancak böyle çok yönlü bir bakış ve karşılaştırma ile mümkün olabilmektedir. Ritüelden Drama, böyle bir çabanın ürünü.
Tadımlık |