Kitap Tanıtımı |
Devlet ve birey arasındaki cezalandırma ilişkisinin son aşaması niteliğindeki koşullu salıverilme kurumu, gerek hükümlünün resosyalizasyonu olarak ifade edilebilecek topluma yeniden kazandırılması ve sosyalleşmesinin sağlanması gerek de kurallara uyan bir birey haline gelmesini sağlayarak tekerrürü önleme hedefi taşıması bakımından önem arz etmektedir. Türk Ceza Hukuku pratiğinde yerleşen kötü uygulamaların değiştirilerek kurumun amacına uygun bir biçimde yeniden düzenlenmesi, suç tipleri arasındaki eşitsiz oranların tatbikine son verilerek kurumun infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre şartının öne çıkmadığı ve yalnızca infaz kurumundaki tehlikeliliğin değil kriminolojik tehlikelilik değerlendirmesinin merkeze alındığı yeni bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Toplumda yerleşik hale gelmiş koşullu salıverilmenin hükümlülere tanınan bir lütuf ve getirilen düzenlemelerin de af niteliğinde olduğu algısının yıkılarak; kurumun hükümlülerin gözlem ve sınıflandırılmasından başlayan, bilimsel ölçütlere dayanan testlerle desteklenen iyi hal değerlendirmesi ile güçlendirilmesi isabetli olacaktır. (Tanıtım Bülteninden) ) |