Kitap Tanıtımı |
Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden) PETROL FIRTINASI (1. KİTAP) Tarih: 22.12.1973… Raif Karadağ, dünya petrollerinin şifrelerini otuz yıl süren titiz araştırmalarıyla ortaya koymuş hatta petrol için insafsızca kan akıtan emperyalist bazı ülkelerin gizli planlarını Türkiye’de dönemin cumhurbaşkanına ülke menfaatleri açısından sunmak istemişti. Hazırladığı bu raporda Türkiye’nin elindeki milli servet petrolleri hakkında da oldukça gizli bir takım bulgulara ulaştığı biliniyordu. Ancak; hazırladığı raporu, dönemin cumhurbaşkanına sunmak için Ankara’ya gittiğinde bir gece öncesinde, son derece sıhhatli bir şekilde kaldığı otel odasında esrarengiz bir şekilde ölü olarak bulundu… MUSUL MESELESİ (2. KİTAP) Osmanlı İmparatorluğunun kesin tasfiyesinin yapıldığı yer İsviçre’nin Lozan şehridir. Türkiye Lozan’da, sadece bir imparatorluğu ve ona bağlı müesseseleri değil, Türklükleri asla şüphe götürmez birçok Türk toprağını da yeni devletin hudutları dışında bırakmıştır. Türk milleti için daimi ızdırap konusu olacak bu yerlerden bir tanesi de Musul’dur. Lozan’da Türkiye’yi temsil eden barış heyetinin reisi İsmet Paşa’nın, hangi görüş çerçevesi içinde Musul’dan vazgeçmek mecburiyetinde kaldığı henüz kesin olarak anlaşılmış değildir; ancak, Musul’un Türkiye sınırlan dışında bırakıldığı da bir gerçektir ve Türk milleti, birçok Türk anavatan parçalarının yurt dışında bırakılması emr-i vâkiine, Musul meselesinde de ıztırap çekerek şahit olmuştur. Musul’un Türklüğü bahsinde herhangi bir anlaşmazlık söz konusu değildir. Musul’un Türklüğüne biz değil, bizden çok yabancılar tanıklık etmişler ve Lozan’ı bir bakıma Musul meselesinde adeta mahkûm etmişlerdir. Okuyacağınız bu eser, şahsen bizim bakış açımız değildir. Bu eserin her satırındaki her kelime, virgülüne varıncaya kadar, yabancılardan kurulu bir heyetin hazırladığı ve mensubu bulunduğu Cemiyet-i Akvam’ın genel kuruluna verdiği gerekçeli raporun kendisidir. MUHTEŞEM İMPARATORLUĞU YIKANLAR (3. KİTAP) Biz şuna kaniiz ki, bir millet eğer tarihini bilmiyorsa, tarihi yanlış öğretiliyor ve bilerek başka bir istikamete sevkediliyorsa, o millet için çöküş mukadderdir. Pek geriye değil, yüz yıl evveline dönüp baktığımız vakit, Türk devletinin, Osmanlı adı altında dünya siyasi haritasında işgal ettiği yerleri dehşet ve ibretle görürüz. Üç kıtaya yayılmış devasa bir imparatorluktan, dünyanın en kudretli iki donanmasından birisine sahip olduktan, dünyanın en modern harp tekniğine göre hazırlanmış ve devrinin bütün askeri otoritelerinin gıptasını çekmiş kudretli bir orduya sahip bir devletten geride kalanlarla meydana gelmiş küçük bir devlet durumuna nasıl indirildiğimizi anlamak cidden pek zordur. Aklın ve idrakin reddetmeye daima meyyal bulunduğu bir anlama keyfiyetini, derinlemesine inmedikçe, Osmanlı ciddi surette tedkik edilmedikçe tesbit etmek asla mümkün değildir. Biz, işte bu anlama keyfiyetini yerine getirmek için bu tecrübeyi yaptık ve Sultan Abdülaziz Han'ın katli hadisesini ele eldık; zira, bu mevzu üzerinde, Türk milletinin salahiyetli bildiği zevatın hemen hepsinin yazdıkları, birbirlerinin devamı veya teyidi mahiyetinde olarak, daima bir istikamette gelişmiş ve hepsi bir noktada ittifak etmişlerdir: Sultan Abdülaziz katledilmiştir, intihar etmemiştir. Genel Yayın Yönetmeni : Sami Çelik Editör : Orhan Büyük İç : Truva Ajans Kapak : Mehmet Emre Çelik ) |