Kitap Tanıtımı |
Yalnızca marksistler değil, siyaset bilimiyle ilgili hemen herkes, geride bıraktığımız yüzyılın en sert polemiklerinden birisinin Ekim Devriminin hemen ertesinde Bolşevik lider Lenin ile Alman sosyal demokrasisinin büyük otoritesi Kautsky arasında geçtiğini bilir.
İki eski dost arasındaki mücadelenin karmaşık bir öyküsü var. Ama Leninde açık bir öfke patlamasına neden olan asıl gelişme, Kautskynin Proletarya Diktatörlüğü adlı kitapla, Ekim Devrimine açık bir meydan okuyuş içine girmesi ve Rusyadaki devrimci iktidarın marksizm açısından fazla meşruiyetinin olmadığını ileri sürmesiydi.
Yanıt gecikmedi. Proletarya Devrimi ve Dönek Kautskyde Lenin, Devlet ve İhtilalde yarım bıraktığı işi tamamlıyor ve komünist hareket ile sosyal demokrasi arasındaki köklü ayrımları açık bir biçimde sergiliyordu.
Polemiğin bir tarafı ağırlığından ve popülerliğinden hiç yitirmedi. Kautsky ise Leninin ölümünden sonra uzun süre yaşamasına karşın benzer bir ilgi odağı hiç olamadı.
Bununla birlikte pek az kişi sosyal demokrasinin kuramsal temellerinin ortaya çıkışında bu kadar büyük bir etki yaratmayı becerebilmiştir. Bu etkinin önemli bir parçası Proletarya Diktatörlüğü kitabıdır ve titiz bir okumayı hak etmektedir.
Marx ve Engelsin yakın çalışma arkadaşı olan Karl Kautskynin küçümsenmeyecek entelektüel kişiliği, bütün basitliğine ve savunulan görüşlerin tutarsızlığına karşın çalışmaya özel bir derinlik katıyor.
Yazılama, 90 yaşına giren bu kitabı basarken, sosyal demokrasi için de nereden nereye demekten kendini alamıyor! |