Kitap Tanıtımı |
Gırgır geleneğinden gelen Latif Demirci'nin son zamanlarda en çok konuşulan karakteri Press Bey, son albümü Milenyum 2000'de Türkiye manzaraları çiziyor. Karısı Media Hanım, sekreteri Çıtır Hanım, temizlikçisi Güllü Hanım, koruması Sabit Bey ve köpeği Rambo'yla gazeteci Press Bey Türk medyasının özeleştirisi aynı zamanda. Kitaba gündelik yaşamın çizgi tarihi olarak da bakılabilir. Muhlis Bey'le başlayan karakterler serüveni Mirsat ve Mithat'la süren Latif Demirci, Press Bey'le basını, özellikle magazin basınını, depremin günlük yaşamdaki yankılarını, tatil anlayışımızdaki çarpıklıkları, ev içi yaşamı, iç ve dış politik gelişmeleri ironik açıdan gözler önüne seriyor. Mizahın gülümsetirken düşündürme misyonunu da çok ince bir biçimde gerçekleştiren Press Bey, en depresif anlarınızda bile gülümsemek için birebir.
"Bir tür Press Bey oldukları halde, üzerine alınmayanlar var mı?
- Kimse üzerine alınmıyor ki! Herkes, 'Bilmem kimi çiziyorsun değil mi?' diyor. Alınsınlar diye de bir şey yapmıyorum zaten. Nedense herkes diğerini çiziyorum diye düşünüyor
İnsanlar en çok hangi isimlerin üzerinde duruyor? Kimden şüpheleniyorlar?
- Serdar Turgut diyen var. Ama Ertuğrul Özkök'ü çizdiğimi düşünen de. 'Onu yapıyorsun değil mi?' diyorlar. Ben sadece gülümsüyorum. Hıncal Uluç diyorlar, hatta Hakkı Devrim. 'Selahattin Duman mı?' diye soranlar bile var. Hiçbiri değil ama hepsinden de bir parça var.
Peki bütün bu sayılan isimler aynı zamanda Press Bey mi?
- Evet. Hepsinden bir şey alıyorum. Ama 'Şunu aldım karşıma ve ondan Press Bey'i çıkarıyorum' diye bir şey yok...."
(Ayşe Arman, Latif Demirci'yle Söyleşi, Hürriyet, 09.07.2000)
"...
Ben Güllü Hanım'ı çok seviyorum. Halkın sezgisi, alaycılığı, çok bilmişliği, çarıklı erkanı harpliği onda toplanmış. Aslına bakarsanız, Press bey'den daha dürüst ve daha gerçekçi. O bir toplum bilgesi. Press Bey aracılığıyla absürdün (abesin) bir tipte odaklanan zirvesini bulmuş.
Düşünün: 1 Mayıs bayraklarının geçtiği sokaktaki durum, içerdeki adama Cim Bom'u hatırlatıyor. Press bey, gençliğinde mahpus damlarından korkmadığını anlatıyor, sanırısınız ki siyasal mücadele yüzünden içeri düşmüş. Hayır efendim, ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan. Gerçekte de bir takım kahramanlıkları öylesine sahte süslerle donatırız ki, amacımız arkasındaki kofluğu saklamaktır.
...
Bence Press bey, bir zekanın çizip yazdığı, bugünün basın dünyasının tiplerine en iyi anlatan albüm..."
(Doğan Hızlan, Hürriyet, 15.07.2000)
Latif Bey ile ilişkileriniz nasıl?
Latif Bey biraz kendi aleminde bir çizer. Ama doğru dürüst şarap içmesini, pizza yemesini bilmez... Hayat sadece koca burunlu adamlar çizeyim, efendim komiklik yapayım diil ki... Zaten, Gırgır dağıldıktan sonra mizah dergisi okumuyorum, nerde çalışıyo dediniz bu adam?...
Basının bugünkü yerini kısaca yorumlar mısınız?
Basın bugün baktığımızda pis, tozlu, yamuk yumuk evlerin olduğu, fakir fukaranın dolaştığı bir yerdedir... Yollar delik deşik, düşünebiyor musun, her ay amortisör değiştiryorum. Niçin Levent'te Ulus'ta ne biliim Çırağan Kempinsky'de halkın içinde değiliz?... Olmaz, yazarı çizeri halktan koparırsan, editörüyle ne biliim üst yönetimiyle, genel yayın yönetmeniyle uğraşır. Tatsız yani. Bi de şu promoosyon meselesi var. Tamam herkese cep telefonu veriyorsun, eyvellah iyi güzel de, nerde bunun baz istasyonu? Ne zaman vericen , kaç kupon olucak diye sormazlar mı?
(Evrim Altuğ, 'Press Bey basına 'chat'tı', Radikal, 25.07.2000)
Press bey tanışlarımızdan biri. Kendisi günümüz İkitelli dünyasının üst düzey üyelerinden. Gazetede hem köşesi var, hem de 'yönetici pozisyonu'. Media hanım ile evli. Çocuksuz. Bir iki dil biliyordur mıhakkak. Haliyle eski solcu. Ve tabiatıyla bunu askerlik anıları gibi bazı özel durumlarda hatırlar. Köşesinde sık sık aşk yazısı yazar, sık sık da karısını.
Sahne ikitellideki byük bür gökdelendedir ya da Press beyin şık ve özentili evi. Press markalar, lifestyle klişeleri, eski solculuk, ün ve para arsında mekik dokuyup durur. Eski gazeteci tipinin yerine geçen ''medya prensi''nin yumuşak ve ince bir hicvi.
(Pirens ile Güllü,Mustafa Arslantunalı, Virgül, Eylül 2000) |