Kitap Tanıtımı |
Batı’da olduğu gibi Türkiye’de de modernizm ile birlikte şiir sanatı ciddi anlamda yapısal dönüşüme uğramış; şiir olan ile şiir olmayan arasındaki ayrım birçok noktada ortadan kalkmıştır. Alışılan şiir estetiğinde yaşanan yıkım, geleneksel mimesis anlayışının terk edilmesi ve şair öznenin parçalanması, biçimsel yapının çözülmesi modernizmin etkisi olarak değerlendirilebilir. Avangart sanat akımlarında görülen başkaldırıcı ve yıkıcı eğilimler, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına kadar etkisini sürdürür. Bu tarihten sonra özellikle Amerika’da yeni bir şiirin sesleri duyulmaya başlar. Anlatımcı şiirin geri dönmesi, deneysel ve somut şiire duyulan ilgi, avangardın terk edilmesi şiirde postmodern bir ses olarak algılanır. Birtakım ortak özelliklerine rağmen günümüz şiirini bir şemsiye altında toplamanın imkânı yoktur. Neo-epik şiir, deneysel şiir, somut şiir, görsel şiir, yeni anlatımcı şiir, elektronik şiir gibi eğilimlerin hepsinin postmodern söylemle bir şekilde kesişen yönlerinin olduğunu ifade etmek gerekir. Fakat postmodern şiirin söz konusu şiirlerin dışında bir ontolojisinin olduğunu ayrıca belirtmekte fayda var. Her şeyden önce postmodern şiirde şair, varoluşsal olarak bütünlük göstermekten ve bir iddia sahibi olmaktan uzaktır. Eleştirirken bile yeni bir şey sunmak yerine sürüklendiği ruh hallerini göstermeye çalışır. Postmodern şiirin anlaşılması adına her şeyden önce bireyin sürüklendiği ve debelendiği pusulası bozulan evrendeki durumunun ortaya serilmesi gerekir. (Tanıtım Bülteninden) ) |