Kitap Tanıtımı |
Ne anlatıyor? II. Abdülhamid pir-i akdesin müridi, halifesi ve aşıkı idi. Sultan Fatihle Akşemseddin gibi aralarında bir şeyhlik- müridlik bağı vardı ve her zaman onunla emriyle hareket ederdi. Binanın ön tarafında, yapılış bakımdan çok özel gümüşle çerçevelenmiş antika bir fayansın üzerine huruf-u mukataa ile her harf bir isme işaret etmek suretiyle Kaf. Be. Sin. Ayn. He (Kıtmirü babuke Sultan Abdülhamid Han) diye yazdırılmıştır. Babus sırda kapının üst kısmında oyulup monte edilmiştir.
İkinci bir harika, türbenin ilk giriş kapısı çürümeyen bir ağaçtan yani abanoz ağacından yapılmış, üzeri altın ve gümüşle kapanmış ve süslenmiş idi. Bu türbeye giden masraflar padişah tarafından şahsi parasıyla yapılmıştır. Rivayetlere göre türbenin inşasında 12 bin altın ve bazı rivayetlere göre 18 bin altın sarf edilmiştir.
Türbenin yapımında Hz. Bediüzzaman da teberrüken çalışmıştır. Merhum Cesim Küfrevî, bu konuda şunları söylemektedir: "Dedem yüz yirmi üç yaşlarında vefat etmiş. Sultan Abdülhamid Han Bitlis'te dedeme türbe yaptırmak için İtalyan mimarlar getirtmiş. Türbenin yapılışı sırasında Üstad Bediüzzaman, 'Muhammed Küfrevî benim üstadımdır, onun türbesine ben de taş taşıyacağım' diyerek, arkasına konan bir taşı türbeye kadar götürmüş.
Necmeddin Şahiner, Son Şahitler: 3. s: 338
Niçin okunur? Kutbul Ferid makamındaki Muhammed Küfrevi Hazretlerinin hayatını öğrenmek için okunur. |