Kitap Tanıtımı |
1896 yılının sonbaharında, ünlü Rus yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, gönüllü bir sürgün olarak yaşadığı Almanya´dan Petersburg´a çağrılır. Ellisine merdiven dayayan, mutsuz ve öfkeli yazar, alacaklılarına yakalanma tehlikesine, gizli polisten korkmasına rağmen sahte bir ad kullanarak döner Petersburg´a. Üvey oğlu Pavel´in gizemli ve beklenmedik ölümüdür dönüş nedeni. Kederli Dostoyevski, çok sevdiği halde uzak düştüğü Pavel´in ölümünün ardındaki sırrı öğrenmeden huzur bulamayacaktır. Oğlunun ölümü intihar mıdır, yoksa cinayet mi? Pavel, üvey babasını sevmiş midir, yoksa ondan nefret mi etmiştir? Şiddet eylemlerine girişerek devleti ve tüm kurumlarını devirmeye çalışan devrimci Neçayev´e bağlılık yemini edenlerden biri midir? Dostoyevski´nin, Pavel´in ev sahibesiyle girdiği erotik ilişki nasıl sonuçlanacaktır? Ünlü yazar, Pavel´in ölümünün izini sürerken kendi kimliğiyle ve hayattaki duruşuyla ilgili kabul etmesi güç gerçeklerle de yüzleşmek zorunda kalır. J.M. Coetzee, romanında Dostoyevski´yi yeniden yaratırken zoru başarıyor; bir başka yazarın, Dostoyevski´nin kafasının içinden yazıyor; insan zihninin kimi zaman son derece itici çelişkilerini cesaretle ve riske girerek ortaya koyuyor; kurduğu dünyada ve yarattığı karakterlerde, Dostoyevski´nin romanlarının karanlık ortamını, ruhsal çözümlemelerini ustalıkla yansıtıyor. Petersburg´lu Usta aynı zamanda müthiş bir değişimin eşiğindeki Rus toplumunun da dönemsel bir tablosu. |