Kitap Tanıtımı |
Böyle bir nisan gününde, aslında okulda bulunmam gerekiyordu. Oysa ben, bizim tarlanın üst başına çıkmış aşağıları seyrediyordum. Yan tarafımda eski bir taş ocağı vardı. Elimdeki odun parçasıyla, önünde duran ağaç köküne kin ve öfkeyle vuruyordum. Sanki şımarık Şakir'in başına vuruyormuşum gibi... Çünkü okuldan kaçmama bu çocuk neden olmuştu. Teneffüs arasında, parmağıyla beni gösterip sırtımdaki eski ve yırtık elbiselerle alay etmişti. Kafasızlık işte... Üzerine atılıp ağzını burnunu dağıtacağım yerde, utancımdan tabanları yağlayıp kaçmıştım. Hademe Zehra bacı "gir" zilini çaldığında, ben yolu çoktan yarılamıştım. |