Kitap Tanıtımı |
Sonra, bir çalışmanın tam ortasındayken, birdenbire, görünürde hiçbir neden yokken, disket sürücüsünün ışığı yanmaya başladı. Sistem kendini reboot etmişti ve ekranda 601 sayısı görünüyordu. Başka hiçbir şey olmadı, makine daha fazlasını yapmak istemedi. Tekrar tekrar açtım ve kapadım, ama hep aynı şeyi yaptı... "Şimdi ne olacak" diye düşündüm. Yıl 1982. Her şeyi değiştirmek pahalı... IBM benimle konuşmadı bile. Büyük bir bilgisayar mağaza zincirinin servis bölümüne yardım almak üzere gittim. Saat ücretlerine ve belirledikleri fiyatlara bakarak ne yaptıklarını bilmeleri gerektiğini düşündüm (gençtim ve saftım), böylece makinemi güvenle onların ellerine teslim ettim. Makineyi iki ay tuttular, hiçbir arıza bulamadıklarını söylediler ve 800 dolarımı aldılar.
Elbette problem devam ediyordu. Korkmuştum. Demek istediğim, daha yeni epey bir miktar para harcamıştım ve bunun üstüne de 800 dolar "tamir etmeme" parası vermiştim, ve halen çalışmıyordu. "Amaaan, herhalde daha kötüsünü yapamam" deyip bilgisayarın kapağını açtım. Tüm gördüğüm, sürücünün yassı bir kabloyla bir karta (sonradan adının "sürücü kontrol kartı" olduğunu öğrendim) bağlı olduğuydu. Kontrol kartı yeniydi, sürücü yeniydi (tamir mağazası onları daha yeni değiştirmişti), peki, kablolara ne demeli? Bildiniz; 35 dolara bilgisayar malzemeleri satan bir mağazadan alınan kabloyla sorun sonsuza kadar sona erdi.
Gördüm ki, PC tamirine gereksinim duyan tek kişi ben değilim. On PC kullanıcısından yedisi belirli türden arızalarla uğraşıyor. Bir bakım şirketinize bilgisayarınızı formunda tutmak için dünyanın parasını ödüyor olsanız bile, yapabildiğiniz tüm PC tamirlerini kendiniz yapmalısınız. Tamire harcadığınız para için değil; ama makinenizi geri almak için beklemek zorunda olduğunuz ve PC´nizi yüklenip servise götürmek için harcadığınız zaman için. Yalnızca beş dakikalık bir tamir için dört saat beklemek zorunda kalabilirsiniz. Daha da önemlisi, servis büroları sabit diski tekrar hayata döndürmek yerine, içindeki bellekle birlikte çöpe atmayı seçmektedir. Bu kitapta öğreneceğiniz gibi ölü bir sabit diski tekrar hayata döndürmek hiç de zor bir iş değildir.
İşte bu kitabı bunun için okuyorsunuz (şu anda bu kitabı laf olsun diye elinize almadıysanız, sizden önceki 200 bin insanda olduğu gibi sizin de hoşlanacağınıza bahse girmek benim için bir zevktir). Bu kitabı ihtiyacı olanlar ve meraklıları için yazıyorum. Masanızın üzerindeki o kapalı kutunun kontrolü ele almasına izin vermeyin, dizginleri siz elinize alın ve ona kimin patron olduğunu hatırlatın. Makinenizi hiç sökmeseniz bile (korkaklar!), o kutunun içinde neler olup bittiğini, nasıl daha uzun ömürlü olacağını ve nasıl daha hızlı çalışacağını öğreneceksiniz.
(Arka Kapak) |