Kitap Tanıtımı |
Parlayan Şövalyeler bir kez daha ayağa kalkmak zorunda. Kadim yeminler en sonunda dillendirildi, sprenler geri döndü. Kayıp olanları arıyor herkes; korkarım ki bu arayış sonları olacak. Ama büyünün doğasında var bu. Ne de olsa hasarlı ruhların, içine başka şeylerin yer edebileceği defoları oluyor. Bizzat yaradılışın gücü olan Dalgabağlamalar, hasar görmüş bir ruhu tamir edebilecekleri gibi içlerine işleyip yaralarını daha da genişletebilirler. Rüzgârkoşucu, intikam ve onur arasındaki çizgide; harap bir diyarda kayıp. Yavaş yavaş kendi geçmişi tarafından yok edilmekte olan Işıkören, hangi yalana dönüşeceğini aramakla meşgul. Kan ve ölümle doğmuş Bağdökümcü, yok olmuş şeyleri yeniden var etmeye çabalıyor. İki farklı kader arasında sıkışmış kâşif ise yavaş bir ölüm ile tüm inançlarına korkunç bir şekilde ihanet etmek arasında bir seçim yapmak zorunda. Hepsi için zaman çoktan doldu çünkü Dinmezfırtına üzerlerine çökmek üzere. (Tanıtım Bülteninden) ) |