Kitap Tanıtımı |
Tiyatro mesleğini ne bir okul ne de bir konservatuvarda öğrendim. Yeteneğimi veren Rabbime şükürler olsun ki Oyunculuğu meslek edinen cefakâr bir aileyi bu kuluna nasip etti. Yeteneğin ölçüsünde mesleğini Hayal (Tiyatro) sahnesinde icra ederken O'nun rızasıyla rol alıp oynamaya ve oynatmaya çalıştım ve halen de çalışıyorum. Oynatmaktan kastım Hayal sahnesinde yetiştirmeye çalıştığım öğrencilerimdir. Hayal sahnesinde öğrencilerime rehber olurken verdiğim şu nasihati sizlerle paylaşmak istiyorum. Hayat sahnesinde emir ve yasakları doğrultusunda oynamamıza izin veren Rabbimiz yine o sahnede rolümüzün dışına çıkıp çıkmama hakkını da oyunculara bırakmıştır. Bizler bu hakkı O'nun rızası dışında kötüye kullandığımız an her şeyi ben yarattım havasına bürünür ezberin dışına çok kolay çıkıveririz. Rollerimiz baki kalacak düşüncesiyle hoyratça yaşarken perdenin eninde, sonunda kapanacağını unutuveririz. Rolün dışına çıkabilmenin verdiği güç ve irade sanki bizim elimizdeymiş gibi oynarken yönetmenimiz bir anda ışıkları ve perdeyi kapatıverir. Elimizde oynadığımız oyunun metni ile beraber kulise dönünce yaptığımız yanlışların hesabını yönetme bir bir veririz. Be sözleri okuyan Oyuncu arkadaşım; kimliğimizi (insan) nefsimizin oyuncağı haline getirmeden O'na yaraşır bir şekilde rolümüze (kulluğumuza) sahip çıkalım ve oyunculuğumuzun hakkını yine O'na yaraşır şekilde layığıyla verelim.'Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyizKuklacı felek usta, kuklalarda bizOyuna çıkıyoruz birer, ikişer;Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz”-Ömer Hayyam (Tanıtım Bülteninden) ) |