Kitap Tanıtımı |
III. Dünya Savaşı sürerken, Amerikalı müdürler ve mühendisler, hiç insan emeği kullanmadan üretim yapmanın yollarını geliştirdiler. Bu yöntem o kadar kazançlıydı ki, savaş bittikten sonra da aynı minval üzre devam etmekte bir sakınca görmediler. Bir tek sorun vardı; o da savaş bittiğine göre artık bir işi gücü kalmayan insanlar ne yapacaktı? Herkes işsizlik sigortasından parasını alıyordu (tüketecek kimse olmazsa üretimin ne anlamı olurdu ki zaten?), sorun burada değildi. Sorun insanların yaşamak için bir amaca, kendilerini anlamlı ve gerekli hissedecekleri bir meşgaleye ihtiyaç duymalarındaydı. Yeni sistem tam da bunu esirgiyordu onlardan.
"´Bu şarkıyı senin şerefine çaldım, Doktor,´ diye bağırdı, Rudy gürültüyü bastırarak. ´Bitene kadar bekle.´ Rudy, antika enstrüman sanki en son teknoloji harikasıymış gibi davranıyor, heyecanla inip kalkan tuşların ardından seçilebilen müzik kalıplarını gösteriyordu: titremeleri, bütün tuşların akordiyon gibi hareket etmesini ve bas tuşların ağır ağır, düzenli inip kalkışlarını. ´Bak, şu ikisinin inip kalktığını gördün mü Doktor! Tıpkı bir adam çalıyormuş gibi. Şunlara bak!´
Müzik tam beş sentlik bir eğlence sunmuş havasıyla birden sustu. Rudy hala bağırıyordu: ´İnsan bir tuhaf oluyor değil mi Doktor, şu tuşların inip kalktığını seyrederken? Sanki bir hayalet oturmuş yüreğini döküyor gibi.´" |