Kitap Tanıtımı |
Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, çocukluğundan başlayarak tüm yaşamını anlatıyor. Keribarın kamerası, 75 yılın panoramasını sunuyor, Öteki yoksa, aslında biz de yokuz! gerçeğini akıcı bir dille bir kez daha kanıtlıyor.
Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, çocukluğundan başlayarak tüm yaşamını anlatıyor. Ailesi, İstanbul, Büyükada, Musevi olmanıngetirdiği öteki olma duygusu, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül Olayları,Vatandaş Türkçe Konuş kampanyası, Kore Savaşı, Japonya, fotoğraf tutkusu, fotoğrafçılığı profesyonel bir yaşam tarzı olarak benimsemesi, yakın tarihimize ve insan olmaya dair her türlü ayrıntı var bu anılar denizinde. Keribar, Öteki Ya Da Değil Ne Fark Ederde kendisiyle yüzleşiyor, bizi kendimizle, ötekiyle ve Türkiyeyle yüzleştiriyor.
Gazeteci Rahime Sezginin yayıma hazırladığı kitapta, Türkiyenin kültür, sanat, siyaset ve ekonomi alanlarında geçirdiği değişimler, portreler ve ilginç anılar da geniş yer buluyor. Keribarın kamerası, 75 yılın panoramasını sunuyor, Öteki yoksa, aslında biz de yokuz! gerçeğini akıcı bir dille bir kez daha kanıtlıyor.
Galiba birinci sınıftaydım en sevdiğim arkadaşlarımdan teyzemin oğlu Neddy (Ned) Varlık Vergisinden sonra ailesi ile birlikte Filistine gitti. Oradan vize beklediler ve yaşamak için Amerikaya göç ettiler. O gittiğinde inanılmaz bir boşluk hissettim, çok üzüldüm. Neddynin gidişi benim için birçok şeyi değiştirmişti. İçimde büyük bir boşluk ve üzüntü oluştu, diğer kuzenlerimle eskisi gibi eğlenemez oldum Neddynin, çalıştığı zaman ozon kokusunu hâlâ hatırladığım bir elektrikli treni vardı. O gittiğinde o tren bana kaldı. O trenin benim olmasına çok sevindim çünkü Neddynin oyuncakları her zaman benimkinden daha güzeldi ya da bana öyle geliyordu. Belki de Victor Benhaimin hali vakti yerinde olduğu için ona güzel oyuncaklar alınırdı. Bir iki oyuncağı daha ve unutamadığım bir denizci kıyafeti de bana kaldı. Ama tren çok eğlendiğim bir oyuncak olduğu için aklımda kalan oydu. |