Kitap Tanıtımı |
Uzun yıllar süren arşiv çalışmalarından sonra tamamlandı. Ancak tamamlandıktan sonra, yayınlandığı bugüne kadar da oldukça uzun zaman geçti. Bunun temel nedeni her yıl çıkan yeni belgeler ve araştırmaları da kullanarak çalışmayı mükemmel yapmaktı. Tarih biliminde böyle bir şeyin mümkün olmadığı oldukça geç anlaşıldı. Bunun üzerine, bu araştırmanın okuyucunun eline geçmesini daha fazla geciktirmenin, okuyucuya haksızlık olacağı inancıyla yayınlanmasına karar verildi. Elinizdeki kitabı okurken özellikle bibliyografyada bazı yayınların olmadığı görülebilir; bunun asıl nedeni budur. Kitabın kapsadığı konu göz önüne alındığında aynı nitelikte Türkiye'de ikinci bir yayının bulunmadığı görülecektir. Gerçi Prof. Dr. Bilal Eryılmaz "Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Teb'anın Yönetimi" adlı bir kitap yazmıştır ama yazarın kendisinin de önsözde belirttiği gibi, Osmanlıca bilmemesi nedeniyle, arşiv belgeleri kullanılmamıştır. Bu araştırma 1990'da ilk baskısını yapmış, 1996 yılında genişletilerek ikinci kez basılmıştır. Fakat kitabın içeriğine bakıldığında elinizdeki kitaptan çok farklı olduğu görülecektir.
Benzer bir çalışma Prof. Dr. Gülnihal Bozkurt tarafından yapılmıştır. Dr.Bozkurt'un kitabının adı "Alman ve İngiliz Belgelerinin Işığı Altında Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumu (1839-1914)"dur. Görüldüğü gibi bu araştırma da azınlıkların son yüzyıldaki durumunu ve sadece hukukî bakımdan ele almıştır. Gerek sözü edilen iki kitapta, gerekse konuyla ilgili diğer araştırmalarda bütün Gayrimüslimleri hukuksal, sosyal ve ekonomik bakımdan topluca ele alıp inceleyeni yoktur. Araştırmalarda ya belli bir Gayrimüslim topluluk veya belli bir bölgedeki Gayrimüslim topluluk incelenmiştir. Konuyu bütün olarak ele alanlar ise ya Osmanlı İmparatorluğu tarihi içinde bir kısım olarak ele almış veya bir makale çerçevesini geçmemiştir. Kısaca, elinizdeki kitap Türkiye'de azınlık sorununun kökenini bütün yönleriyle ele alan ve Tanzimat'a kadar olan dönemi kapsayan halâ tek kitaptır. Araştırmanın yayınlanmasını daha fazla bekletmeme kararında bu da önemli bir etken oldu. Daha önceki dönemlerde yapılan araştırmalarda da durum farklı değildir. Mesela, Avedis Kirkor Sanjian Osmanlı yönetimi altında Suriyedeki Ermeni toplumunu, Steven Runciman Osmanlı yönetimindeki Rum kilisesini, Belin İstanbul'daki Latinleri, Pierre Dib Marunî kilisesi tarihini, Süreyya Şahin Fener Patrikhanesini, Mehmet Çelik Süryani kilisesi tarihini ele alıp incelemiştir1. Konuyla ilgili olarak batılı tarihçiler on dokuzuncu yüzyılın başından itibaren araştırmalar yapıp eserler vermeye başladı. Bu durumda batıda yazılan eserler, Türkiye'de yazılanlardan daha çok oldu. Ancak şu noktayı da belirtmek gerekir ki batılı tarihçiler, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Gayrimüslimler konusunda çoğunlukla objektif olamadılar. Bu konuda Türkiye'deki araştırmaların da pek sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü araştırmalar önceden belirlenmiş bir plân ve program içinde değil, gelişen olaylara bağlı olarak yapıldı. Mesela, Kıbrıs, Batı Trakya Türkleri, Ege kıta sahanlığı, FIR hattı gibi sorunlar ortaya çıktığında Türk-Yunan ve Türk-Rum ilişkileri araştırma gündemini doldurdu. Ermeni teröristler Türk diplomatlarını öldürmeye başlayınca Türk-Ermeni ilişkileri araştırmaların ana konusu oldu. Bulgaristan'daki Türkler asimile edilmeye başlanınca Türk-Bulgar ilişkileri üzerinde araştırmalar yoğunlaştı.
Elbette Türkiye bir takım sorunlarla karşılaştığı zaman, gündemini onunla ilgili konuların doldurması doğaldır. Ancak, böyle sorunlarla karşılaşıldığı zaman hiç hazırlık yapmamış olmak da sağlıklı bir yol değildir. Türkiye'de azınlıklarla ilgili çalışmalar genellikle böyle bir anlayış içinde yapılmıştır. Son on yılda Türkiye'de tarih araştırmalarının bu konuda daha sağlıklı bir yola doğru gittiği görülmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Müslüman olmayanlarla ilgili arşiv belgesi çok fazladır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Topkapı Sarayı Arşivi'ndeki belgelerle önemli bir kısmı Milli Kütüphane'de toplanan şer'iyye sicilleri bu belgelerin başında gelmektedir. Sevinilecek nokta arşivlerde azınlıklarla ilgili belgelerin hızla tasnif edilip kataloglarının yapılmaya başlanmış olmasıdır. Şer'iyye sicillerinin de toplu katalogları yapılmakta, bu belgelerin bir kısmı ise yayınlanmaktadır. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi'ndeki tapu tahrir defterlerinin büyük bir kısmı yayına hazırlanmış durumdadır. Oldukça geç kalınmış olan bu işler tamamlandığında daha çok sayıda araştırmacı, daha kolay ve kısa sürede, daha çok belgeye ulaşılabilecek ve araştırmalar daha sağlıklı ve hızlı olabilecektir, Türk Tarih Kurumu'nun Türkiye dışındaki arşiv belgeleri üzerinde başlattığı çalışma başka bir sevindirici durumdur. Özellikle Balkan ülkelerindeki belgelerin önemli bir kısmının envanteri yapılmış, diğer ülkelerde de benzer çalışmaların yapılması çalışma plânı içine alınmıştır. Bu araştırma yapılırken Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki Mühimme defterlerinin, Tapu Tahrir defterlerinin bir kısmı ile Piskopos Mukataası defterlerinin en eski tarihli olanları ve Gayrimüslim cemaatlere ait defterler özellikle taranmış, şer'iyye sicillerinden Ankara, Konya ve Adana'ya ait en eski defterler gözden geçirilmiştir. Arşiv belgeleri içinde, özellikle klâsik dönem için, Önemli bir yeri olan Evâmir-i Maliye Kalemine Tabi Piskopos Mukataası Kalemi Defterleri'nin Azınlıklar konusu üzerindeki önemi kitap içinde "Devletin Kilise, Havra ve Müslüman Olmayan Topluluklarla İlişkisi" bölümünde ayrıca açıklanmıştır. Bu defterdeki fermanlar, başka fermanlarla birlikte kitap olarak yayınlanmıştır. Arşiv belgeleriyle ilgili olarak belirtilmesi gereken bir nokta da yayınlanmış belgelerdir. Bu tür belgelerin sayısı oldukça çoktur ve kimi Genelkurmay ATAŞE Başkanlığının Belgeler Dergisi'nde, kimi Türk Tarih Kurumunun Belgeler Dergisinde, kimi ise özel yayınevlerinin dergilerinde yayınlanmıştır. Kitap olarak yayınlananların başında ise Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan'ın kısaca "Osmanlı Kanunnameleri" diye bilinen "XV. ve XVI. Asırlarda Osmanlı İmparatorluğunda Ziraî Ekonominin Hukukî ve Mali Esasları" adlı eseri gelmektedir. |