Kitap Tanıtımı |
Osmanlı İmparatorluğu'nu kurtarmak amacıyla ilân edilen Tanzimat ve Islahat fermanlarının beklenen neticeyi vermemesi, bir kısım Osmanlı aydın ve yöneticilerini yeni tedbirler aramaya sevk etti. Tam bu sırada, devletin yönetim şekli olarak Meşrutiyet idaresinin uygulanması gündeme geldi. Sultan Abdülaziz padişahtı. Gittikçe büyüyen bu yangını söndürmek için çareler bulmak İstanbul'da günün manşeti oldu.
Peki Osmanlı Devleti'ni kurtarmak için çare diye uygulanan kararlar nasıl oldu da devleti kaçınılmaz bir yıkıma sürükledi? Meşrutiyet'i ilan etmek hususunda Mithat Paşa neden İngiliz Sefiri ile işbirliğine gitti? Bu sırada İngilizler, Türkiye'de gerçekten Meşrutiyet istiyor muydu?
Sultan 2. Abdülhamid'in Beylerbeyi Sarayı'nda bütün bir geçmişini değerlendirirken sarf ettiği şu cümleler kadim sorunun cevabını veriyor belki de:
"Hayır, ben hiçbir zaman okumuş adamdan korkmadım. Fakat birkaç kitap okumakla kendisini bilgin sayan ahmaklardan çekindim ve uzak durdum. Avrupa milletlerinin laboratuvarlarına imreneceğine, kılık ve kıyafetlerine imrenen frenk delisi şaşkınlar benim yanımda itibar görmediler...
Memlekete gelince Avrupa medeniyetinin üstünlüğü diye bunu öğretmeye çalışıyorlardı. Yanlıştır diyordum. O zaman beni örümcek kafalı olmakla suçluyorlardı."
Jön Türkler'in tarihi, hata ve sevaplarıyla ibretli ve kendisinden büyük dersler alınacak bir tarih laboratuvarıdır. Süleyman Kocabaş, bu laboratuvara cesurca giriyor ve objektif tarih anlayışıyla Osmanlı Devleti'ni yıkılışa götüren tüm parametreleri gözler önüne seriyor. |