Kitap Tanıtımı |
Orta Asya, zengin nehirler ve bu nehirlere bağlı kanallar ile sulanan verimli topraklara sahip olmasıyla Prehistorik Çağdan itibaren insan yerleşiminin görüldüğü önemli bir bölgedir. Çinden batıya uzanan İpek Yolunun üzerinde önemli bir konumda olmasıyla canlı bir ticaret hayatına sahip Orta Asya toprakları, her zaman farklı din, dil ve ırktan insanların kaynaştığı sosyo-kültürel yapısı zengin bir bölgeydi. Stratejik konumu gereği tarih boyunca hakimiyet mücadelesine sahne olan Orta Asyada değişik uygarlıklar Antik Çağdan 13. yüzyıla kadar değerli mimari eserler yaratmıştır. Orta Asya topraklarında Antik Çağ ve Orta Çağda şehirler, saraylar, kaleler, şatolar, tapınaklar, gimnazyumlar, çiftlik yapıları, evler, çarşılar, hamamlar, kervansaraylar, camiler, minareler, türbeler, medreseler, hankâhlar gibi farklı türde dini ve sivil amaçlı mimari eserler inşa edilmiştir. Mimarlık tarihinde birçok yapı türünün ve tipinin öncüsü olan Orta Asya mimarisini, İslamiyet öncesi ve sonrasıyla bünyesinde uyumlu bir biçimde kaynaştıran Karahanlı Dönemi mimarisi, daha sonraki yüzyıllarda gelişecek olan dini ve sivil yapıları önemli ölçüde etkilemiş ve İslamiyet sonrası Orta Asya Orta Çağ mimarisinde özgün bir yere sahip olmuştur. Bu kitapta Karahanlı mimarisinin bu özgün yönü tüm boyutlarıyla ele alınmaktadır. |