Kitap Tanıtımı |
Baştan belirtelim! Ölürken, boş vakitlerini hoşça geçirmek isteyen okurları, alışıldık bir olay örgüsü bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacak bir romandır. Ölüm üzerinde, çürüme üzerinde, ahret üzerinde düşünürken, insanı irkiltecek imgelerle karşılaşmaya cesareti olan okurlarını arıyor. Hani okuyup bitirdikten sonra, bir daha sizi hiç terk etmeyen metinler vardır ya... Yıllar geçer, karakterleri ve olay örgüsünü açık seçik hatırlayamazsınız belki, ama kitabın duygusu sizinle kalır. İşte elinizdeki kitap onlardan biri. Çağımızın en cüretkar, entelektüel açıdan en kışkırtıcı yazarlarından birinin gerçek edebiyat okurunun zihnine musallat olacak bu kışkırtıcı romanı, geçmişle bugün arasında gidip gelerek farklı bir seyir izliyor. Öğleden sonra, Bariton Körfezi. Rüzgarın önünde savrulan kumlar zaman zaman şarkı söylediği için böyle deniyor buraya. İkisi de zooloji doktoru olan Joseph ile Celice, orta yaşlı ve cazibe yoksunu bu evli çift, sahilde çıplak, sere serpe uzanmışlar. Otuz yıl önce ilk kez seviştikleri yer burası. Bugün, geçmişte 'öldürücü' bir tutkuya mekan olmuş bu sahilde bulunuş nedenleri, 'geçmişi yineleme' dürtüsüyle kapıldıkları bir nostalji nöbeti. Aynı zamanda da geçmişten kalan bir hayaleti 'gömme' arzusu. Ancak bu metruk ve nostaljik plaj, bu kez bir sevişme yerine hunharca işlenen bir cinayete sahce olacak. Ölümün günü olacak bugün... Yazar Joseph ile Celice'in hayatlarını ve müstehcem ölümlerini çürüme ve dirilme gibi, daha geniş bir doğal süreç bağlamına yerleştirirken, bu süreci hiçbir ayrıntıyı atlamadan, şaşırtıcı ve büyüleyici bir özgünlükle, günbegü anlatıyor. Hem de düzyazıda şiire yaklaşarak ve okurunu garip bir biçimde rahatlatarak. Çürüme ve dirilme, bu romanda eşanlamlı. Başka hiçbir yerde olmadığı kadar...Sayfa Sayısı: 168Baskı Yılı: 2004Dili: TürkçeYayınevi: Ayrıntı Yayınları) |