Kitap Tanıtımı |
Okuruma Mektuplar´da, yaşamın kanıksanmış yönlerine ayna tutarak şiir, aşk, ölüm, doğa, hastalık, yanlızlık gibi konularla ilgili tutkularını, bildiklerini, özlediklerini -kendini- tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir Ataç var karşımızda.
Prospero ile Caliban´da ise, aydınların toplumdaki görevi, yazar ve toplum ilişkisi, gelenek, uygarlık gibi konularda bizi çerçevenin dışına çıkarak düşünmeye çağırıyor.
"... kimine göre bir diken, kimine göre bir öğrendirendi. En uyuşuk kafalara, bereketli bir ´acaba´ akıtmakta ustaydı. (...) eleştirmeciliği, bir ´beğeni´ eleştirmeciliğiydi. (...) Fakat nesnel ölçülerin dışında kalındığından olacak, içgüdüsel, sezgisi alabildiğine gelmişti. Kendi sanat görüşüne uygun eserler arasında en özlülerini hemen sezer, deyimim hoş görülsün, bunların kokusunu alır, az eleştirmede görülen bir inatla da hemen savunurdu. Bu bakımından yanımızdan ´alacaklı´ olarak ayrıldığını söyleyebiliriz."
Adnan Benk |