Kitap Tanıtımı |
Bu kitap Türkiyede feminizm denince akla ilk gelen insanlardan biri olan Nebahat Akkoçun hayatını anlatıyor. Uzun yıllar Diyarbakırda ilkokul öğretmenliği yapan Nebahat Akkoç, 1990ların Olağanüstü Hal rejiminde kadınların şiddeti farklı bir şekilde yaşadıkları fikrinden yola çıkarak Diyarbakırda KAMERi kurdu. Bu hikâye, birçok bakımdan olağanüstü bir insanın hikâyesi. Siyasi iktidarın kendisini ve ailesini yok etmek için yaptığı onca şeye misillemeyle veya teslimiyetle değil, adalet duygusundan vazgeçmeyerek karşılık vermiş bir kadın Nebahat Akkoç. Kitap aynı zamanda Türkiyede çok sayıda Kürtün, Alevinin, Ermeninin ve kadının hikâyesini de anlatıyor. Hasanla Berçemin, annesi babası Kürt, Alevi veya solcu olduğu için akşam eve gelememiş, işkence görmüş, cezaevine girmiş on binlerce çocuğun hikâyesini.
OHAL, kimisi için orda bir köy var uzaktadaki köydür; kimisi için yıllar süren bir savaşın ve acının adıdır. Bazıları ise, Nebahat gibi, OHALi yaşarken onu başka şeye dönüştürmenin mücadelesini vermiştir. Sadece maruz kalmamış, bulunduğu koşulları değiştirmeye çalışmıştır. O halde, feminizm! |