Kitap Tanıtımı |
Bu benim ilk kitabım; ama son olmayacak. Batı ülkelerine oranla kitap yazanların son derece az olduğu Türkiye'mizde, her bilgili kişinin bir şeyler yazıp, deneyimlerini başkalarıyla mutlaka paylaşması gerektiğine inanıyorum. Batı ülkelerinde gördüğümüz gibi ülkemizin de her yerinde kitapçılara
adım başı rastlanılmasını, kitapçılarımız ve kütüphanelerimizin çok çeşitli kitaplarla dolu olmasını diliyorum.
Yıl 1983. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu'ndayım. Yüksek lisansımı yeni tamamlamışım. Bir yandan İngilizce öğretmenliği yaparken bir yandan da kısmi zamanlı olarak sosyal psikoloji dersi veriyorum. Bana verilen sınıfın mevcudu 200 kişi civarında. ''Sınıfa genellikle kaç kişi gelir?'' diye sordum. ''30-40'' diye cevap verdiler. ''Gerisi ne yapar?''
Kimse bilmiyor! Sınıfa girdim; hakikaten 35 civarında öğrenci var. Kimsenin cevabını bilmediği soruyu yeniden sordum:
''Gelmeyen arkadaşlarınız nerede?''
''Bir kısmı çalışıyor, hocam,'' dediler. ''Bir kısmı ise kantinde; ya oyun oynuyor ya da sohbet ediyor.''
''Ya gerisi?''
''Gerisi 'içerde'.''
''Gidip çağırın,'' dedim. ''İçerde ne yapıyorlar? Dersin hangi sınıfta olduğunu bilmiyorlar mı? ''Sınıfta müthiş bir kahkaha koptu.
''Hocam, 'içerde' demek hapiste demek; siz anlamadınız.'' O kadar şaşırmıştım ki, inanın, ne cevap verdiğimi bile hatırlamıyorum. Belki de hiç bir şey söyleyememişimdir. |