Kitap Tanıtımı |
Nisan 1915 ile Nisan 1916 arasında, kamp müdürü Hüseyin Avni'nin savaştan sonra Andonyan'a verdiği bir belgeye göre, Meskene'den 110.934 sürgün geçmişti. 28.834 Ermeni yeniden tehcire tabi tutulurken, 80.000 kadarı çeşitli nedenlerden dolayı kampta ölmüştü. Kalan 2.000 sürgün Nisan 1916'da hala kamptaydı. Dolayısıyla kamptaki sürgünlerin yüzde yetmiş ikisi oarcıkta ölmüştü. Ağustos - Eylül 1916'da gizlice para dağıtmak üzere kampı ziyaret eden American Vacuum Oil Company'nin Alman asıllı görevlisi Auguste Bernau, daha ölçülü bir rakam vermektedir: "Yerinde edindiğim bilgiler 60.000 kadar Eremni'nin oraya gömüldüğünü teyit etmemi mümkün kılıyor" diye yazıyor titizlikle tuttuğu yolculuk günlüğünde.
Andonyan, orada bulunduğu süre içinde Meskene'de her gün 300 - 500 insanın öldüğünden bahsediyor.
Rakamlar, görmüş olduğumuz gibi, gerçekten de çok çarpıcı; kaba bir hesapla Suriye - Mezopotamya'ya varan on sürgünden biri Meskene'de ölmüş demektir.
Meskene'de sağ kalmayı başaranların çoğu için işler iyi gitmedi. Osmanlı otoriteleri 1916'nın bahar ve yaz aylarında Fırat kıyısındaki kampların büyük bir kısmını tasfiye ettiler ve sürgünleri Der Zor'a yönlendirdiler. Orada, bölgenin Çerkes çeteleriyle birlikte ahreket eden takviyeli jandarma birliği 1916 yazında 200.000 civarında insanı katletti. |