Kitap Tanıtımı |
Ey Paşalar ve Subaylar! Bütün gücümle derim ki:
Gazetelerde yayınladığım bütün makalelerimde anlattığım bütün konularda son derece ısrarlıyım. (Bu nutuk ve makalelerdeki gerçekleri ifade etmekte asla pişman değilim.)
Eğer geniş zaman tarafından Asr-ı Saadet mahkemesinin adaletli şeriat kanunlarının celbiyle ifadete çağrılsam, yayınladığım hakikatleri aynen ortaya sunacağım. Olsa olsa; o zamanın mecburi modasına göre o gerçeklere yeni bir elbise giydiririm.
Şayet gelecek zaman tarafından üç yüz sene sonraki akılların eleştirisi mahkemesinin emriyle, tarihin tutuklama celbiyle ifadeye çağrılsam, yine aynı hakikatleri söyleyeceğim. Yalnız o zamanın zorlamasıyla genişlenerek çatlayan bir kısım noktalarını yamalayıp taptazen olarak orada da bu hakikat ve gerçekleri göstereceğim.
Demek hakikat başka bir şeye tahavvül etmez: (zıddına dönüşmez.) Hakikat haktır. El-Hakku ya'lü wela yu'la aleyhi...(Hak üstün gelir; ona asla üstün gelinmez.)
Millet uyanmış, aldatma ve yanılmayla kandırılsa da bu durum devam etmeyecektir. Çünkü hakikat sanılan hayalin ömrü çok kısa olur. Kamuoyunun (efkar-ı ammenin) fışkırmasıyla o aldatmalar ve yanıltmalar dağılacak; hakikat ve doğru olan fikir ve işler ortaya çıkacaktır.
Sıkıyönetim Mahkemesine olan Savunmasından
(İki Mekteb-iMusibet Şehadetnamesi'nden) |