Kitap Tanıtımı |
Atatürkün Nutuku, hemen her aydının kitaplığında başköşeyi tutar. Ancak Nutuk, 19 Mayıs 1919dan bu yana Atatürkün asker ve politikacı olarak düşüncelerini ve eylemlerini yansıtır; Kurtuluş Savaşımızın tarihidir. Ama bunun bir de öncesi var; Nitekim Mustafa Kemal Paşa, Amasya Mülakatı masasına oturduğu zaman, Anafartalar kahramanı, Yıldırım Orduları Başkomutanı ve Anadolunun yarısına resmen sözü geçen bir Ordu Müfettişi idi.
Kurtuluş Savaşının öncesi, bu büyük eylemin hazırlık dönemidir. Atatürkün Padişahı etkilemeye çalıştığı, Sadrazam ve Vezirlerle çekiştiği, Parlamentoyu -düşüncesi yönünde- karar almaya zorladığı; gazete çıkardığı, gizli ihtilal örgütleri kurduğu karmaşık ve dinamik bir dönem!
Mustafa Kemal Paşayı ATATÜRK yapan dönem!..
Ne yazık ki, kitaplıklarımız ve belleğimiz bu dönem açısından boştur.
Ben, Nutukun uzunca bir ön sözü saydığım bu anıların 1926 Martında yayımlanan bölümü ile 1944te yayımlanan bölümünü birleştirdim ve bir bütün hâline koydum. Ancak bu yazılar, Atatürk gibi, Türkçenin sadeleştirilmesinde Devrim niteliğinde rol oynayan bir Devlet Adamının dilinden döküldüğü ve Falih Rıfkı Atay, Mahmut Soydan gibi çok yakın bir geçmişin parlak kalemlerinden çıktığı hâlde, günümüz kuşakları için gölgeli ve hatta karanlıktı. Bu nedenle, elverdiğince sadeleştirmeye çalıştım.
Sadeleştirmeye çalıştım, diyorum, çünkü bir eski kelimenin yerine yenisinin konulması, bazen yazıyı anlaşılır hâle getireceğine, büsbütün anlaşılmaz duruma da sokabiliyor. Oysa yazı, Atatürk gibi bir devlet adamına aittir ve üzerinde oynamaya hiçbir hakkımız yoktur. Bu yüzden bazı sözcükleri, eski oldukları hâlde, oldukları yerde bıraktım.
Aslında Atatürkün bu anıları, NUTUKla birlikte yayımlanmalıdır, düşüncesindeyim.
İsmet Bozdağ |