Kitap Tanıtımı |
Roman; İstanbul'un Frenkler tarafından işgal edildiği dördüncü
haçlı seferi döneminde, Halepli bir kadın ve dört gencin arayış,
tanıklık ve hatırlamaları eşliğinde kurulan ve iç içe geçen iki
anlatıyla ilerliyor. Kitapta Nureddin Zengi'nin hayatı ve
mücadelesiyle ilgili önemli yükseltilerin yanında, Haçlı
istilalarıyla ilgili aktarımlara, Müslüman dünyanın
parçalanmışlığına ve düşkünlüğüne, kadınların da öne çıktığı çok
yönlü bir cehd, uyanış ve inşa çabasına, Haşhaşilerin
süikastlerine, Anadolu'daki küçük devletlere ve Selçuklu
hükümdarı İkinci Kılıç Arslan'a, Selahaddin Eyyubî 'ye ve
Mısır'ın zaptına, Fatımiliğin son bulmasına, Kudüs'ün yeniden
fethiyle ilgili çabalara rastlamak da mümkün. Romanda; büyük
ve karmaşık bir topluma, farklı aktör ve gelişmelerle çalkalanan
zorlu bir döneme, tarih ile edebiyatın temasıyla yeniden devinen
birçok ayrıntıya da yer veriliyor.
Zaman içerisinde karanlığa terk edilen, ders kitaplarında adı bile
anılmayan Nureddin Zengi, kapak yazısında şu cümlelerle
betimleniyor: "Haçlı istilalarının dünyayı kasıp kavurduğu 12.
yüzyılda yaşayan Nureddin Zengi, suyu tersine akıtmayı başaran adam. Bir ayağını Halep'te tutarak
müslümanları birleştiren, zillet örtüsünü üstlerinden atan, değerler bağını yeniden yeşerten mücahid
ve muttaki bir önder. Müslüman Şark'ın kandili, kılıcı, kalkanı. Elliden fazla beldeyi Frenk
işgalinden kurtarmasının yanında, inşa ettiği medreseler ve diğer kurumlarla Sünnî uyanışa can
katan bilge bir yönetici. Yeryüzünü titreştiren güçlü avazıyla, acı ve korku içinde ömür tüketmekten
kurtardığı hünerli ve çalışkan kadınlarla, şehirleri ayağa kaldıran yiğit ve onurlu adamlarla
benzerine pek rastlanmayan gerçek bir İslam baharının mimarı. Cesareti, adaleti ve merhametiyle
herkesin hayranlığını kazanan bu güzide kahraman; yetiştirdiği ve yol gösterdiği Selahaddin'e, fetih
minberini bile yaptırdığı Kudüs'ün kapısını aralayan kişi aynı zamanda." |