Kitap Tanıtımı |
Kümbet gölünün kenarlarından su içip, yıkanıp, o yaşlı kavak ağaçlarının dallarında tüneyen serçeler, leylekler, kumrular, güvercinler ve siyah kargaların cıvıltılı sesleri gölgelerde serinleyen insanların sohbetleriyle karışıyor, çılgın bir maestronun çubuğunu takip edip coşkun müziğin en uyumlu halini andırıyordu. Yaşam çevresiyle bir armonik düzen yansıtıyordu. Kuruyan yapraklar, kuşlar, kümbet gölünün dipten fokurdayarak kendini oluşturan görüntüsü ile karpuz kesen buz gibi suyu; hemen kenarda aynı ritmik çabalarla çamaşır yıkayan kadınların çevresinde düşe kalka fır dönen çocuklar; günde birkaç kez bidonlarla evlerine su taşıyan, fistanlarına özene bezene süsledikleri simlerinin güzellikleriyle yarışırcasına aşkın aşktan, güzelliğin ve sevdanın onlardan öte olamayacağını sürmeli gözleriyle beyan eden Norşên kızları...
Hicazı baştan sona Kurdi, Şemalî Şemamok kokuyor. Sen Şemamoksun Norşên...
Artık Norşên eskisi gibi değildi. Kasaba insanları şen şakrak hallerinden çok uzaklaşmışlardı. Yeni kanunlar peydahlanmıştı. İnsanlar korku, öfke, keder, utanç, intikam ve güvensizlik gibi doğal ve insani duyguların karmaşasında şaşkına dönmüşlerdi.
(Arka Kapak) |