Kitap Tanıtımı |
Her kitabında şaşırtıcı konuları işleyen Ahmet Yıldız, uzun bir aradan sonra yine bambaşka öykülerle okurun karşısına çıkıyor. Borges, Umberto Eco, Amin Maalouf ya da Calvino'nun tarihle beslediği yazınsal tad, bu öykülerde, Türkçenin olanaklarıyla bize özgü bir sentez oluşturuyor. Yakın ya da uzak tarih, geçmiş ya da şimdiki zaman ayrımı yapılmadan insanın yaşadığı her trajedi kayda geçiriliyor ve okura sonsuz dünyalar sunuluyor. Sert, hüzünlü ama derin düşünceler yaratan, oldukça şaşırtıcı, bir o kadar da sürükleyici öyküler insanoğlunun ölüm karşısında kaldığı çaresizliğe isyanı anlatırken, her edebiyat metninin birer tarih meni olduğunu da savlıyor.
Gezi direnişinin içinde bir şaşkın profesörden Arap-Hazar savaşlarına, eski bir Uygur metninde bulunmuş Buda öyküsünden Nâzım Hikmet'in Şeyh Bedreddin Destanı'nı yarattığı geceye, Enver Paşa'nın ölüm anından Nesturilerin Asya maceralarına, Hazar Kağanının toplantı salonundan yazar Muzaffer Buyrukçu'nun son nefesini verdiği ana, Papa Urbanus'un Haçlı Seferleri'ni başlatan ünlü konuşmasından 12 Eylül faşizminin zindanlarında bir gencin yaşadıklarına, Sultan Alparslan'ın ölümünden Nizamülmülk'ün öldürülüşüne dek değişik konuları işleyen öyküler, dilimizin zenginliğinin ustaca kullanışıyla ölümsüz birer anlatıya dönüşüyor.
Kitaptaki "Yaratma Gecesi" adlı öykü,
2012 Homeros Ödülleri Tarık Dursun K. Öykü Ödülü Birinciliği kazanmıştı. |