Kitap Tanıtımı |
Nice yaşamlar vardır ki rengi siyahtır ya da gridir. Nice yaşamlar vardır ki beyaz iken
grileşir ya da siyaha döner. Nice yaşamlar vardır ki çaresiz naçar kalmış bireylerden oluşur. Bir
el uzatılmasını beklerler öyle sessizce. Nice yaşamlar vardır ki hep maviyi, beyazı, pembeyi
ararlar lakin gördükleri hep fludur. Yaşamın hangi yola gideceğini kişinin iradesi tayin ederken
ayakları, elleri parçalanmasın diye korundukça o ayakları, elleri yaralanır, paralanır. En çok yara
alan kalbidir, diğer yaralar geçer gider... Kötülüklerden korunmak için çabalar durur; yollar hep
çakıllı, hep taşlıdır. Kimileri de bilmez başkalarının kendi yaşamından çaldığını; asıl yaşamının
bu olmadığını bilmeden kaderimmiş, deyip yaşar gider. İnsanlığın utanç anlarında kendini
bulmaya çalışan bireyler... Bari evladım kurtulsun, diye çaba gösteren o insanlar bir uçurumun
kenarında dolaşır dururlar biçare... Umut ederler, beklerler; renkleri hep gri, siyah olsa da
herkesin içinde bir gökkuşağı yelpazesi vardır. Sönmesin o renkler, hep canlı kalsın... Her
yaşam bir imtihan, bir umuda yakarış. Her yaşam örnek ya da ibret. Ne yaşarsak yaşayalım,
çocuklarımızın geleceğini aydınlık renklerle döşeyebilmeliyiz. |