Kitap Tanıtımı |
Bir zamanlar “biz” olanın çatlaklarına huzursuzluk ve sessizlik dolmuştu.Ortak tek konumuz verdiğimiz savaştı. On sekiz yaşındaki Stella Sandell kendisinden neredeyse on beş yaş büyük bir adamın vahşice öldürülmesinden sorumlu tutulur. Saygın bir ailenin sıradan kızıdır. Karanlık işler peşindeki bir iş adamını bırakın öldürmeyi, tanıması için bile nedeni yok gibidir. Baba, ortaya konan onca kanıta rağmen, kızının masum olduğuna inanıyor. Anne ise kimsenin doğruyu söylemediğini düşünüyor. Ve geleceğe dair hayalleri konusunda umutsuzluğa kapılan genç kız, ne kadar ileri gidebileceğini kimsenin anlamadığına inanıyor… Sürükleyici hikâyesiyle baştan sona heyecanlı bir okuma sunan Neredeyse Sıradan Bir Aile, bizleri bir arada tutan şeyin sevgi mi yoksa yalanlar mı olduğuna, alıştığımız hayatlarımızı korumak için neleri gözden çıkarabileceğimize dair ailedeki sadakat ve ahlaki değerler üzerine önemli bir okuma sunuyor.“M. T. Edvardsson aldatıcı ve sürükleyici bir roman yazdı. Neredeyse Sıradan Bir Aile size en yakınlarınız hakkında bildiğiniz her şeyi sorgulatacaktır.”- Karin Slaughter (Tanıtım Bülteninden) ) |