Kitap Tanıtımı |
Biz öğretmenler, öğretmenlik hakkında her şeyi bildiğimizi düşünür, kimseden öğrenecek bir şey olmadığına inanırız. Belki de bunun sebebi on beş, on altı yıla yakın hep öğretmenlerle olmamız ya da dört ya da beş yıl boyunca Ben bu işin eğitimini aldım diye düşünüyor olmamızdır. Fakat aradan geçen yıllar bize, öğreneceğimiz çok şeyin olduğunu gösterir; bazen bazı şeyleri bir öğretmen arkadaşımızdan, bazen de bir velimizden, bazen de öğrencilerimizden öğrenmeye başlarız ve o zaman anlarız ki (ya da anlamayız) öğrenecek çok şey var (ya da yok.)
17 yıldır öğrencilerimle her koşulda mutlu ve başarılı bir öğretmenlik yapmaya çalışıyorum. Hiçbir şeyden şikâyetçi değilim. Bir şey yapmak istediğimde tek bir şeyin var olup olmadığına bakıyorum o da ÖĞRENCİLERİM.
Öğrencilerimden çok şey öğrendim. Öğretmenliğimin ilk yıllarında hep ben konuşurdum; fakat şimdi onları konuşturuyorum ben dinliyorum. Yıllar bana onları dinlemem gerektiğini öğretti.
Öğrencilerimden çok şey öğrendim. Onları anlamadan onların dünyalarına girmeden kendi dünyalarını bana açmadıklarını öğrendim.
Öğrencilerimden çok şey öğrendim. İkna edilmeden hiçbir şey yapmak istemediklerini öğrendim.
Öğrencilerimden çok şey öğrendim. Her şeyin benim istediğim gibi olmayacağını öğrendim
Öğrencilerimden çok şey öğrendim. Onların duygu ve düşüncelerini saçma bulmamayı öğrendim.
Öğrencilerimden çok şey öğrendim. Onlar bu ülkenin gelecekleri; ama geleceklerini nasıl kuracaklarını bilmiyorlar. Ellerinden tutacak birilerini aradıklarını öğrendim.
Üzgünüm arkadaşlar;
ama biz gerçekten de öğrencilerimizin benzemeye çalıştığı kişiler değiliz. Neden? Bence başımızı ellerimizin arasına alıp bu durumun sebeplerini düşünmemiz gerekmektedir. |