Kitap Tanıtımı |
*Büyük bir soykırım ve sürgün başladı. Bu mücadelede cepheden cepheye koşan iki kardeş büyük bir kahramanlık örneği sergiliyorlardı. Coşkun'la ağabeyi Fatih bir bölük askerle gündüzleri gizlenip geceleri yol alarak cepheye silah ve mühimmat götürüyorlardı. O kadar dikkatli olmalarına rağmen bir bölük düşman askerine yakalandılar.
*Toplum kadından sürekli bir şeyler bekliyordu. En başta hizmette kusur olmamalıydı. Her yüklenen göreve canla başla koşmalıydı. Saygıda sevgide kusur olmamalıydı. Toplumun tüm beklentilerine koşulsuz katlanmalıydı kadın. Toplumun buna hakkı varmış gibi bir beklentisi vardı. Kadın da bu beklentileri göreviymiş gibi kabullenirdi. Kendisine acı gelse de bunu bir alışkanlık haline getirir yapar mutlu olurdu. Onun ne yapıp ne yapmayacağına büyükler karar verirdi.
* Ailecek hiç tatil yapamamıştık. O yıl Erdek'te bir tatil yapalım diye yola çıktık. Bursa'daki kızıma uğrayıp o gece onlarda hasret giderdik epeyce hoş sohbetten sonra yattık. 17 Ağustos 1999 gecesiydi. Saat 03.02 gösteriyordu. Büyük bir sarsıntıyla uyandık, yanımızdaki dolaptan bardaklar, tabaklar yerlere fırlıyordu. Küçük oğluma sarıldım:
-Korkma sakın deprem oluyor şimdi geçer, dedim.
Depremin merkezi Gemlik ve Yalova idi. 43 saniye süren bu deprem tam bir felaketti. O gördüğüm, yaşadığım acıların izleri yüreğimden hiç silinmedi. |