Kitap Tanıtımı |
Tijen İnaltong bu sefer karşımıza farklı bir hikâyeyle çıkmak ve her yaşamın bir öyküsü olduğunu anlatmak istedi. Kimi mutfağımızı dünyaya tanıtmış, kimi Anadolu´nun unutulmuş tariflerini derlemiş, kimi atasından gördüğü yöntemlerle üretim yapmayı sürdüren, kimi ise hiçbir zaman mutfaktan çıkamamış, alnından akan teri silip yaşamın içine dalamamış elli beş kişinin mutfak öyküsü var bu kitapta.
Kimler yok ki aralarında: Biricik oğluna duyduğu özlemi dile getiren Müjgân Şavkay, aşçıların piri Aydın Yılmaz´ı sevgiyle anan meslektaşları Emrullah Gümüştaş ve Haşim Demirtaş, tatlı diliyle Ege´nin yemek kültürünü anlatan Gökçen Adar, Türk mutfağını dünyaya tanıtmak için var gücüyle çalışan Sevim Gökyıldız, koltuğunun altına pek çok karpuz sığdıran gazeteci Nedim Atilla, Karslı gravyer üreticisi İlhan Koçulu, beş nesildir zeytinyağı üreten Kürşat ailesi, İkinci Bahar dizisine ilham veren Gaziantepli kebap ustası Ali Haydar, Atatürk´e kestane şekerini sevdiren Hacı Rasim Öztat, gastronomi uzmanlarının buluşma noktası Çiya´nın kurucusu ve baş ustası Musa Dağdeviren... Kemah´tan Bozcaada´ya, Tokat´tan Kastamonu´ya, Niğde´den Burdur´a, Antakya´dan Gölpazarı´na kimi köhnemiş kimi yıkılmış onlarca mutfak, bu mutfaklarda kullanılan araç gereçler; kilerleri dolduran sucuklar, çerezler, turşu ve reçeller, binbir emekle pişirilen birbirinden leziz yemekler, börekler, tatlılar. Belki de sizi kendi çocukluğunuza götürecek bu lezzetler... kurt gibi acıkarak oturduğunuz yaz sofralarına, tadı damağınızda kalan tandırbaşı sohbetlerine, baklava tepsilerini gizlice temizlediğiniz bayramlara... |